Sinem deyip,
Çeksem seni kollarıma
Sinem, sol yanım , gönlüm yüreğim
Bitmeyen bir selam gibi adını sayıklasam
Denizleri yıkasam adınla
Yüzünü serpiştirsem sulara
Sesinle yankılansa gök
Davudu dinler gibi seni dinlesem
İsevi bir dokunuş gibi sarsam seni kollarıma
Bu bizim eski çağlardan kalma yaralarımız
Soluk benizlerimiz, kırgın yüreklerimiz
İçimizde sakladığımız geçmiş yüzyılların acılarını
bir bir çöpe atsak…
Sonra oturup yıldızları saysak seninle
Yıldızlar sayılmaz,biliyorum
Ama biz oturup yıldızları sayabiliriz
Senin adınla başlarız yıldızları saymaya
Sinem bir Sinem iki Sinem üç
Sinem milyon Sinem milyar
Sinem deriz herbir yıldıza
Samanyolunu kucaklarız belki
Belki bir rüzgar eser de
Avuçlarından mis kokuları yayılır ta yıldızlara doğru
Yıldızların başı döner de
Bir dilek tutarız seninle
Ben tuttum
Ellerini tuttum,ellerini düşledim
Yanlızca seni diledim
Sarhoş yıldız yağmurları altında
Ya sen?
Bir rüzgar eser şu yıldızları saydığımız gecede
Kokun sarhoşluğum olur benim
Ayaklarımıza kumlar dolar
Ihlamur kokularından sarhoş olur balıklar
Kablumbağalar yolunu şaşırır
Yunuslar kıyıya vurur.
Bu senin sarışınlığının güneşi unutturduğu gecede
Taze bir sabaha uyanırız
Senin buğday başağı saçların
Bir yaz güneşi gibi yakar yüzümü
Sonra ,
Bir şiirin en güzel yerine senin ismini veririz
Oturup sessizce değil
Çığlık çığlığa adnı haykırırız
Sinem deriz birlikte
Sinem derim,Sinem
Balıkçıl bir kuşun kulağına
Kurşun dökeriz belki nazarlardan kurtulmak için
Çarmıha gereriz bizsiz geçen yılları acımasızca
Senin o çocuksu,
O senin ilk yaz yağmuru sesin
Bir kelebek olur umarsızca uçar sol yanımda
Sinem deyip çeksem seni kollarıma
Ayıp değil günah değil bu
Sarsam sarmalasam seni
Beş kere otuz,bu benim sensizliğim
Bekle beni geleceğim desem
Beynimde saplı duran bir ağrı
Beynimi yontan birşey
Ben kimim?
Sinem deyi çeksem seni kollarıma
Ey sen, saçları denizle yıkanmış kadın
İlkbaharların anası
Ey sen,ey sen
Sinem
Seni seviyorum…