Garip bir gün değildi
Hiç olmadı da…
Güneşli temiz bir bahar sabahıydı
Ceviz ağacının rüzgarla selamlaşması
Kuşların sabah sohbetleri
Çok hafif bir esinti
Bir de ciğerlerine dolan huzurun kokusu vardı
Sabah yeni bir başlangıçtı ve çocuklar yataklarından uyanırken dünya da belli etmeden, ürkütmeden dönüyordu .
Kaç sabah uyandı kim bilir aynı manzaraya.
Pencereye her koştuğunda gördükleri hiç değişmese de farkındaydı her geçen gün biraz daha soluyordu renkler.
Yavaş yavaş ölüyordu. Siliniyordu dünya, eskiyordu tüm hayatlar..
Düşününce dün gibi gelen anılar, çocuğun büyüyen kemiklerini inkar ediyordu sanki.
Pembe düşler, kapkara nefretler, boyun bükmüş tüm umutlar.
Ressam boyuyor günleri
Gece örtüyor şehirleri sanki hiç var olmamış bu kaldırımlar
Tarihler geçiyor, sayfalarca anılar yazılıyor
Tek bir gün anıt gibi dikiliyor önüne
Etrafından dolaşıyorsun sadece..
Umutsuz musun yine?
Tüm aynalar iç bükey
Bakma !
Yanılırsın..
Sırtımda bir dünya
İçi geçmiş dilekler
Ve ben..
Zaman,geçip gidiyor kapımın önünden
Dönüp bakmıyor bile yüzüme
Her defasında umursamadan
Her defasında tanımadan
Her defasında alışamadan
Akıp gidiyor zaman
Bugün, her hesaplaşmanın ardından duyulan huzursuzluğa mahkum
Bugün, hesapsızca geçen zamanların toplamına denk
Bugün, hiç sevmediği kadar sevmeye mahkum
Bugün, huzursuz
Bugün, yalnız
Bugüne saklanmış aşklar
Bugün, düne muhtaç yarına aç
Aşklar saklı gölgeli yüreklerde
Biraz da gözyaşı sonrasında kahkaha
Bir ömür daha geçiyor işte tarihten
Bir ömür daha bitiyor sevemeden
Her yıl aynı günde biraz hüzünleniyor insan
Tüm hayatını toplayıp çıkarıyor
Kalan sadece kocaman bir boşluk
Ve unutulmaya mahkum sözler
Yine seneye buluşmak üzere tüm umutlarım…