Kör ışıklı lambalar gibi solgun
Yanan bir pervane kadar çaresizdim
Nedensiz ayrılıkların yol sorduğu
Saatlerin hep yalnızlığı vurduğu
Hiçbir yere çıkmayan sokağımda…
Adımlarım geri giderdi bazen
Yürümek acı verirdi tek başıma
Hüzzam çalardı alaca vakitlerde
Sevgi düşerdi sulara halka halka
Yeni bir günle geldin yollarıma
Kaldırımlar gülümsemeyle yıkandı
Kapı içlerine mavi bir aydınlık
Yorgun kiremitlere güneş geldi
Sildim duvarlara yazdıklarımı
Yeni bir şiire işlemeliydim seni
Penceremin perdesini araladım
Sardunyalara su verdim yeniden
Kapımın kilidini sevgiyle açtım
Uçuk, neşeli bir ıslık takıldı dilime
Adı neydi şarkının hatırlayamadım
Sözlerini ise sadece birkaç kelime
Yeni bir resim boyadım yüzünde
Bakışlarından aydınlık bir geleceği
Saçlarından, denizdeki dalgaları
Kirpiklerinden kırlangıçları çizdim
Ufka doğru telaşla uzaklaşan
Her şey yerli yerinde idi artık
Işıldayan evler vardı sokağımda
İçimdeki sana koşan, senli ezgiler
Huzurla buluştular küçük odamda
Beklenen, özlenen bir kadındın
Beşinci mevsim ortasında geldin
Hiç ummadığım bir akşamüstü
Ellerinde rengârenk çiçeklerle
Gözlerinin içinde tükenen zaman
Ve dudaklarında aşk için dileklerle
Ferhat AĞAOĞLU