Gözlerimi bağladılar sıkıca.
Kanlıydı mendil,
Gözlerimde hissettim sıcaklığını.
Etrafımda daireler çizen sirk çalışanları vardı.
Palyaçolar, ip cambazları, dans eden ayılar
Dans ederek dönüyorlardı etrafımda
Hepsinin üzerinde beyaz bir kuş
Gökyüzünde daireler çiziyor o da,
Olan biteni izliyor.
Kardan yapılmış, alçalamıyor.
Ama ben derdim ki kar ondan yapılmış olsa gerek.
Kusursuzluğunu kanlı mendile rağmen görüyordum
Sirk çalışanlarının sesleri yükseliyordu,
Sonra da alçalıyordu.
Sirk çalışanların sesleri dalgalara benziyordu.
Kulağımda kıyılarda koşuşturan çocuk sesleri
Denizin içinde oynayan çocuk devin eline geçen sandalın sesi
Sandalın içinde korkudan titreyen balıkçının çığlığı
Çocuk devin ejderha annesi
‘Bırak onu çocuğum’ diyor.
Evladının etrafında daireler çiziyor,
Ağzından çıkan alev ve kanat çırpışının hızından deniz yarılmış.
Daire şeklinde boşlukta karıncalar koşturuyor.
Gözlerimde kanlı mendil
Evet o anda ellerim, ayaklarım bağlı bir sandalyedeyim.
Sokağın ortasında etrafımda ateşten daireler
Ejderhalar, çocuk devler, palyaçolar,
Dans eden ayılar, denizi yarıp geçen karınca peygamberler,
Önümde hayal denizimden düşmüş bir alabalık.
Sokağın ortasında ne diye oturuyordum sanki,
Annem sesleniyor.