Ben gidiyorum dedi, nereye diyemedim
çizilmiş CD gibi tekrar ede ede
ben gidiyorum dedi, gidiyorum
İçimden belki bakkala ekmek almaya gidiyordur diye düşünürken
ne düşünmesi be!
ben senden, senden uzaklaşıyorum
seni kalbimden aşağıya doğru atıyorum deyince
dur cinayet işliyorsun bile diyemedim
kendime düpe düz terk ediliyorsun oğlum bile diyemedim
canım yanar, içim tuz buz olur diye korktum
korktuğum başıma geldi
gidişine su dökmek ne demek, dizlerim yere çöktü
o gidişe geri gelemezsin zaten, gelmeyeceğin için
su dökmek ne haddime
kelimeler düğümlendi, boğazımın uç kısmına
çıkmıyorlar dudaklarımın yakasından
çekiştiriyorum çıkın konuşun diye çıkmıyorlar
kendi içimde kelimeler beni boğuyorlar
ölmedim yaşıyorum, ama nasıl yaşıyorum
konuşamadan gitti diye içim içimi yiyor
alışamadım yokluğuna, yokluğuna alışamazken
unutmak ne kelime geceler oluyor dört duvar
yokluğu ayaklarıma pranga , ellerime kelepçe vuruyor
belki bu şehrin herhangi bir sokağının köşe başında
karşılaşırız ümidiyle yaşıyorken
sokak sokak gezerken, karşıma çıkmamak için ant içmiş sanki
ölmedim de öldüm işte, yaşıyorum öylesine
solumda bir boşluk, aklımın bir ucu oyuk, boynum bükük
yaşıyorum işte öylesine yaşıyorum
yediğim yemeğin tadı bile yok
ulan benim tadım yokken, yediğim yemeğin tadı olsa ne olmasa ne
solumda ki umutlarımı kesti , umutlarım can çekişiyor
beni ikiye böldü, sağım solumdan küstü
soluma yağmur yağarken, sağım günlük güneşlik sandı
soluma ne derman olur sanki yara bandı
kan kaybediyorum, ama ölmüyorum, beni öldüren yar’dı
solum öldü, sağım yaşıyor
sağımda ki hayallerimin bekçileri
solumda ki ölen umutlarımın taputunu kaldırıyor
solum öldü, sağım yaşıyor