14 Mayıs 2014 sabahında bir geceye gözlerini açan yetmiş beş milyon insana yazıyorum. Bir güne güneşsiz, sabahsız ve aydınlıksız başlayan bir ülkeye tüm bu satırlarım.
Ateş düştüğü yeri yakar evet ama bu kez alev topu o kadar geniş ki Ağrı’dan İzmir’e, Samsun’dan Mersin’e ve dahası tüm evin orta yerine düştü. O kadar büyük ki herkes yaralandı, herkes ölümün o soğuk nefesini tattı. Şimdi üzgünüz, kırgınız, kızgınız. Üzgünüz çünkü o anlarda yumuşak yataklarımızda uyumakla meşguldük. Kırgınız çünkü kocaman bir ailenin fertlerini yitirdik. Kızgınız çünkü alınmayan tedbirlerin mağduru olduk.
Zarifoğlu’nun dediği gibi; o kadar az ağlıyoruz ki dünya bundan dolayı kirli. Ağlayalım. Erkeği ile, kadını ile, yaşlısı- genci ile… Ağlamak acizlik değil güçlü bir duruştur çünkü. Ağlamak tepkidir. Ağlamak duadır. Sinmişliğin değil, başkaldırışın simgesidir ağlamak. Akan her yaş ölenlerimizin toprağını ıslatacak. Her damla biraz daha getirecek yitip giden insanlığımızı. Hıçkırıklarımız karışıp bir haykırışı doğuracak. Ölenlere rağmen biraz daha yaşayacağız bugün. Onlar için, geride kalanlar, sahip çıkılması gerekenler için. Bir ömrün karasında aklanacağız bugün. O kadar kirlendik ki süt banyosunda değil, kömür banyosunda arınacağız.
Kaç kişi öldü, bilmiyorum. Ama alınan her nefesle yerin bilmem kaç metre altında ölünecek bugün. Bugün gerçekten yer yarılacak ve biz içine girmek için yalvaracağız. Onların yerinde olabilmek için dualar edeceğiz. Bu utanç, keder ve hüzün bir bedene ağır gelecek çünkü. Bir beden taşıyamayacak, ruh ezilecek. Bugün her gün olduğundan biraz daha fazla öleceğiz.
….
merhaba!
bu yazıyı yazan çok bilmiş ve çok şey başarmış(!) eller!
sana da merhaba!
şimdi bir kaç soru düşecek senin de payına
ama ne desem boş değil mi
sen sor vicdanına
sor kaç kere merhaba demiş bir yetime
kaç kere saçını okşamış
en son ne zaman öfkesini yudumlamış?
ya da en son ne zaman ağlamış hiç tanımadığı kardeşleri için
bu yazıyı yazan eller
beyazmışsın öyle mi?
yanılmışsın.
yanıltmışlar seni.
yere düşen her göz yaşında biraz daha kararıyor ellerin
karnı aç her çocukla biraz daha.
ve senin kalbine yürüyüp gidecek bu karanlık
yavaş yavaş eriyeceksin.
erimiş bir kalbe merhaba!
bana merhaba!
Sümeyye Çivici