Ne bilir yelkovan mevsimi, sonbaharı
Umurunda mı kuşların terki diyarı
Akreple uğraşırken farkında olmadı
Sahnelendi hüzünlerin muhteşem firarı…
Yeşiller kızıl kahvelere yol verdi bilgece
Dallar düşen yaprakları sevgiyle uğurladı
Rüzgar acımasız bir bestekardı kendince
Esen yel değil, çılgın, yaramaz notalardı…
Ebruli bir bulut alıp götürdü umutlarımı
Bitmemiş hikayelerimi, yarım şiirlerimi
Hasret kokan mektuplarımı, dileklerimi…
Hazan bir güne daha sessizce veda ederken
Soluklaşan renkler sindi mahcup kuytulara
Çılgınca bir koşu başladı siyaha giderken
Taş döşeli bir sokakta hüzzamlar uçuştu…
Yalnızlık sardı özlem delisi akşamları
Hayalin dolaştı gül kokulu bahçelerde
Herkes bir şeyler söylemişti gidişine dair
Her şey benim suçumdu… Gerisi vesair…
Ferhat AĞAOĞLU