Benzeri bir günahtı sanki aşkımız. Benim sana olan günahım, senin bana karşı olan günahını örtüyordu. Kilim ister misin yüreğine sevgilim? Oturur, soluklanır, bu yorgun aşkın sefasını sürersin. En son yıldızı görmek için zorlamıştım kendimi, en uzaktakine, en uzağıma kadar gitmiş, gökyüzüne, onun yanına çıkmayı düşlercesine gözlerimi yıldızın yokluğuna dikmiştim, belki bir şakaydı, elbet yokluğu varsa varlığı da gelecekti, tıpkı senin gibi… Ben ziyan olmuş bir şarkıyım. Esrik kayboluşların, nahoşluğundayım. Bir sigara yakar mısın köhne yalnızlığıma? Şerbetim sükûnetim olur. Bak işte! Hâlâ yaramaz bir çocuğum. ‘Unutmalısın, unut, unutmak, hatırlamayı doğurur, ama rahatlatır, tek gerçektir unutmak’ dememe rağmen, demelerine rağmen, demene rağmen; her şeye ve herkese rağmen, ben seni unutamadım. Unutmak, var olmaktı kendimde, ama ben sende var olmayı daha çok seviyordum. Unutmak, kendime dönmekti, ama ben sana dönmeyi her şeyden çok seviyordum.
Tenimdeki ter soğumadan, haydi bakalım sevgilim, çabucak yârine gel. Yâr’ olmak, yok olmaktan iyidir. Yaşamak istiyorsan yaşamak sende ve bende baki olsun istiyorsan günahını sevabını kap gel. Ben bir denizim. Deniz gözlerim ferahlığının gölgesidir. Kardeşisin aşkımın, annesi, babası, akranı, merhabası, nasılsın’ı, en merak edileni, her şeyisin aşkımın, aşkımın aşkısın, aşkımın kendisisin. Beni sensiz bırakma. Sensizliği bizsiz bırak da, beni sensiz bırakma. Evet, sana muhtacım. En güzel muhtaçlığımın gerçekliğindeyim. Yaşıyorsan bir ses ver. Do’dan başlayıp, istersen mi’nin bir ucuna dolansın sesin, sesimin sesi ol sevgilim. Benzeri bir yasaktı belki aşkımız. Biz birbirimize en incesinden kalınına, en yok’undan var’ına kadar yasaktık. Yasaklığın adıydık.
Tenimdeki ter seni unutmadan, haydi bakalım sevgilim, çabucak yârine gel. Beklemek hiç bu kadar güzel olmamıştı, yemin ederim. Derin bir nefes aldım, senden kalan nefesimi de aldığıma göre seni de alabilirim. Seni ver, bana seni ver, kimsesizlik çıkarsa karşımıza, ona sözlü olduğumuzu ben anlatırım.
Sözüm olsun sevgilim, sana düğüm olmak… Çözersem bu düğümü; en adi ayrılığın kollarında, kahpe yalanların tozunu sileyim, mıhlanayım. Boğazım tıkandı, yollarımız tıkanmasın da ben her şeye razıyım. Gel sevgilimin sevgilisi; kendine ve bana dön. Sağdan soldan fark etmez. Dön yeter ki, adını ‘U’ dönüşü koymayacağıma dair yemin edebilirim. Ne çok yemin biriktirdim bu aşka, gelirken onları da al, bakarsın lazım olur. Koş, nefes nefese kalma, terleme, nefesimden öyle bir yol geçer ve suratına çarpar ki, esen yellerin türküsü oldum sanırsın.
Çözersem düğümümüzü, en adi ayrılığın sırtında kahpe aşkların tozunu sileyim, yalnızca sana mıhlanayım…
Dilara AKSOY