Kalem; mürekkebin kalitesine göre iyi ve güzeli bol işler…
manidar kalemin arz ettiği önem ise, mürekkebin kalite bolluğudur.
İnsanlar kendi ceza evlerinde, kendi hücrelerinde ömürleriyle baş başalar.
Yerle göğü bir bağlayan bir halat gibi, duyguyla mantığı bir güçte tutmak gerek!
İnsanlara kendilerini nankör yaşamaya mecbur bırakacak kadar büyük hizmetlerde bulunmayın!
İçinizde yaşayan tek şeyim; beni hissedemezsiniz!
Bende gördükleriniz, ‘o’ sizin iç yansımanız…
Dünya; hata yapmayı hak edecek kadar adil bir yer değil.
Yolun götürdüğü sona değil; yol olmayan yerden gidin!
Hep birlikte cennet fragmanını izliyorken, birbirimize cehennemi yaşatmaya ne hacet.
Her yağmur ilkbahar müjdecisi olmayabilir; sonbahara da hep yağmur yağar.
Kişiyi adam etmeye çalışmayacaksın, adam olanla çalışacaksın!
Aslanı kediye boğ’durursanız; çakala yem olursunuz.
Unuttuğum bir şeyi söylemem gerektiğini hatırlamak istemem.
Düşmanını bulmadan onu tanıyamazsın, tanımadan onu asla yenemezsin.
Meşguliyetinin bir parçası olmadığın birini asla rahatsız etme!
İnsan anladığı kadardır; anlaşıldığı kadar değil…
Sevgi meşguliyeti dahi müsait kılar.
Her gün yeni bir dünya, Yeni bir beste…
Hayat doludur ruh-i dilara; Aldığı her yeni bir nefeste…
Bahar görmemiş vicdan çöllerine yağmur olmaya geldim…
Sezgi evreninde hisler seli dalgalarıyla duygu kıyısına vuran gönül sandalın sonsuz yolcusu…
Göz yaşı, ruha dar gelen bedenin gizemli bir hediyesidir.
Sabredenler; akılları güçlü ve aktif çalışanlardır.
Akıl gözü açık olanlar, aklın marifetlerini hak ederler.
Hiç bir bahanen yok!
Kayıpların, çocuksu mazinin tercihleriydi…
Ve artık, kıyas’sız bir şekilde bütün mazeretleri bile öldürüyorsun.
Her şey sadece ve sadece değişir; hiç bir şey asla bitmez.
Benim için beni tanıdığınız kadarsınız.
Bir kadın yada bir erkek hayran olunacak değerde sade değildir.
Her saf; görünmediği kadar kirlidir aynı zamanda.
Dünya fetihlerle şekil buluyor ve eşitsizlikle de ‘o şekil’ can buluyor.
Dünyanın en zengin yeri, mezarlık…
Şimdi ölüp, elli sene sonra gömülme…
Dünyada olan bütün savaşlarının ilk nedeninin aslı, olan mutluluk sermayesinden daha fazla hisse alma isteğidir.
Sözlerimin sahte aldatışı; gözlerimdeki gerçeğe bir pelerin gibi dalgalanır.
Aşk; efsunlu bakışlarda gizlenen gizemli busede saklı…
Matematik ve fizik kurallarına göz kırpabilen hayaller; yaratıcılığa gebedir.
Ya başarıyı beşinde sürüklersin ya da başarının peşinde sürünürsün!…
Kalbime hançer, beynime kurşun işlese de; ruhumun derinliklerinde yatan asalet, asil olma ısrarı hürriyetinden asla vazgeçmez.
Hayatı yaşamak kolay olacaktı;
zira, cehennem oldukça çirkindi.
Her sözünüz, hayatınızın sarayı olan cümlelerinizin odalarıdır…
Odalarınızı iyi inşa ediniz ki; sarayınız size güzellikler dolu bir yaşam lütfetsin.
Her şeyin nedeni sadece bir sebep. Ve; sebep sadece nedende sonuçtur.
İnsan akla tutuklu, özgürlük firarı..
Herkes yaşadıklarının savaşını verdiğinden, kimse yaşayacaklarının barışını veremiyor…
Öyle bir hissediyorum ki ölümü; inceldiğim’den kopuyorum.
Prensipler, karakterin evi, özgürlüğüdür.
Yaptığım her şey; sen zannettiğimdi.. O’nu, sen zannettin.
1 comment
Ders veren, düşünce ve duygularımızı içekleyen sözlerinizi beğeniyle okudum. Başarınızın devamını dilerim. Dost selamlar.