Susmanın o katı kıvrımlı miğferine saklıyorum başımı
Bir hücredeyim, göksüz
Kelimeler biliyorum içime,
ta içime, derinime
yaralarım ufalmasın,
büyüsünler daha
Sırtımda ve karnında insanlar var,
içlerinde asıldığım
Göğsüm boş, bir minarenin içi.
Yeşil ormanların, verimli toprakların bitip
Çoraklığın ve kuraklığın başladığı ketum bir ova,
Ve dili oyulmuş yuvaların da,
kalbim.
Bir düzlükte Toplaşan Kasım yapraklarının arasına uzatıyorum, boylu boyunca gövdemi
Ölüp ölüp bir toprağı dirilten,
Kısır mı yoksa, verimli mi olduğunu hala bilemediğim, bu döngüye direnmiyorum artık.
İnsanlarda ağaçlar gibi midir bilmeliyim ama
Belki de yalnızca bunu bilmeliyim herşeyi anlamak için.
Ellerim hava da
ister dua,
İster isyan de buna.
Dünler ölür,
Yarınlar, yaşamaz
Ve acıdan uyuşur uzuvlar
His görmez, hiç bilmez artık
Bütün bilinmemişlikler bilindikçe
Artık bilmeyi ver kalbim.
Bulmayı ver, tüketmişliğini uğurlarına
Telaşsızım.
Teşekkür ederim
Özür dilerim.
Yusuf sinan