Acizim biliyorum Allahım.Sen her şeye kadirsin.Kudret sahibi sensin,bu aciz nefis bunu biliyor.Bildiği ile amel edenlerden olmayı ihsan eylesin Rabbim bizi.Künfeyekun “ ol deyip olduran Allah’tır” bende inanan herkes gibi buna inanıyorum.
Ey nefsim! Sen hep Allah’a teslim olmaktan bahsederdin, her haline razıyım, kaderine razıyım; ne takdir etmişsen razıyım, iyilik de gelse, kötülük de gelse, ben Allah’tan geldiği için itiraz etmem derdin! Ne oldu hastalıklar,dertler ve musibetler gelince ben bunu hak edecek ne yaptım demeye başladın! İsyan cümleleri kurarak göz yaşları dökmeye başladın.
Hani hayat geçici idi,kabul ediyor ve tam teslimiyet içinde idin.Dil böyle söyler ya kalplerimiz?
ağla acınacak halime
ağla bu beden kalıp içinin boşluğuna,
ağla nefsim ağla ki seni Allah belki affeder!
Şükredenlerden olayım,sabredenlerden olalım nefsim.Rabbim İhsan eder ki! kendisine teslim olana, yarattığı her şey muhabbet besler.yine Rabbim isterse Cenneti bize bahşeder.
Kuran da Mücadele süresi 22. ayette, “Allah’a ve âhiret gününe iman eden hiçbir milletin, Allah’ın ve Resulünün(s.a.v) karşısına çıkan kimseleri, isterse o kimseler babaları, evlatları, kardeşleri ve sülaleleri olsun, sevip dost edindiklerini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı nakşetmiş ve Kendi tarafından bir ruhla onları desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere, hem de ebedî kalmak üzere yerleştirecektir. Allah onlardan, onlar da O’ndan razıdırlar. İşte onlar Allahın tarafında olanlardır. Ve iyi bilin ki, felaha erenler, Allah’ın tarafında yer alanlar olacaklardır.”
Sabahlara kadar bilgisayar,tv ekranlarına teslim olduğumuz gibi,Rabbim sana teslim olmayı, kalbime aklıma ihsan eyle diyerek dua eden inanmışlar kurtuluşa erenlerden eyle!
Rabbim,90 dk maç izlerken yüreğimizi parçalarcasına haykırdığımız gibi,Allah’ım sana iltica etmeyi seni tüm hücrelerimizle yaşamayı bizlere nasip eyle!
Bilgisayarımızda işimize yaramayan dosyaları ve pc ye bulaşan zararlı yazılımsal virüsleri nasıl bazı programlarla siliyorsak, Hayatımızda bizi Sana götürmeyen, Peygamberimizi örnek alarak yaşamamıza engel olan her şeyi silmeyi, temizlemeyi nasip eyle!
İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri henüz çocuk yaşlarındayken, devrinin zâlimi Haccac’ın yaptıklarını işitir ve yaş itibarıyla daha çok küçük olmasına rağmen gayret-i diniyesinin sevkiyle zâlimin hakkından gelmeye karar verir.
Bıçağını bilerken babası Sâbit hazretleri görür ve sorar:
-“Oğlum, ne yapmak istiyorsun?” O cevap verir: “Bununla Haccac’ı bıçaklayacağım!..”
-babası Sâbit hazretleri söylüyor: “Oğlum o ne ifade eder; sen bir tane Haccac’ı bertaraf edeceksin, arkadan bir başka Haccac çıkacak; ona bir şey yapacaksın, arkadan bir başka Haccac çıkacak!..” içimizde ki ben ben duygusunu hançerleyip,Allaha teslim olmak haccaclara son verecektir.
Hz. Hâlid, vücudunda yaralanmayan yer kalmadığı hâlde şehitliğin nasip olmamasına çok üzülüyordu. Hicret’in 21. yılında vefat ederken bir yandan ağlıyor, bir yandan da şöyle diyordu:“Şu kadar savaşta bulundum. Vücudumda kılıç, mızrak, ok yarası bulunmayan bir tek karış yer yoktur. Fakat görüyorsunuz ki, develer gibi yatağımda ölüyorum. Korkaklar dünyada rahat yüzü görmesin!”
“Herkesin övgüsüne mazhar bir babayiğit, kâmil bir insan olarak yaşadı, İslam’ın yitiği olarak da öbür âleme gitti.. gitti ve geride sadece atını, kalkanını ve kılıcını bıraktı.