İnsan tükenmez mi? Elbet bir gün tükenir. Uyuşturulan insan da bir insanın yavaş yavaş tükenmesi demektir. Uyutulması, benliğini kaybetmesi demektir. Çevrenizdeki her insan konuşur. Bazıları düşünüp konuşur bazıları ise sadece konuşur. Eleştirirler, önyargı ile yaklaşırlar. Bu eleştiriler önyargılar da sizin yok olmanıza tamamen başka birine dönüşmenize sebep olur. Bir insan sizi tanımadan önceki düşüncesini söylediğinde ‘’ben böyle miymişim’’ gibi bir tepki verirsiniz. Sonra düşünmeye başlarsınız, önce kendinizi sonra başkalarını. Ve düşündükçe eksik yönlerinizi görürsünüz. Neden böyle değilim, bu olayda neden böyle bir tepki verdim, keşke öyle yapmasaymışım demeye başlarsınız. Bunları düşündükten sonra kurduğunuz ve kuracağınız her cümle keşke ile başlar. Keşke şu kız kadar güzel olsam, keşke şu huyum olmasa gibi. Halbuki sizin o huyunuz olmasa zaten siz olmazsınız.
Bizleri var eden şeyler düşüncelerimiz,davranışlarımızdır. Eğer bu şekilde bizi başkalarından ayırt edici özelliklerimiz olmasaydı zaten hepimiz aynı olurduk. Hepimiz bir olay hakkında aynı şeyleri düşünür aynı tepkiyi verirdik. Siz zaten o keşke olmasaydı dediğiniz özelliklerinizle güzelsiniz. Belki çok saçma belki çok enteresan bir özelliktir ama başkası için çok dikkat çekici. Başkası olmaya çalışmayın ve kendi rotanızdan çıkmayın, çıktıkça kendi içinizde kaybolmaya başlarsınız. O zaman da ben kimdim? Şimdi kimim? Diye kendinizi sorgulamaya başlarsınız. Bizler biz olduğumuz için bizizdir.
Başkası olmaya çalıştıkça sadece oyunculuk yeteneğinizi geliştirebilirsiniz. Kendinizi, etrafınızdaki insanları kandırırsınız. Ve tabi onlarda sizi kandırır. Siz kendiniz gibi davranmadığınız sürece bu hayat sizin için bir oyundan ibaret olur. Ne zaman yorulursunuz ve zamanla özünüze dönmeye başlarsınız o zaman oyun biter ve çevrenizdeki kişiler karşılarında görmek istedikleri kişiyi, yarattıkları oyuncuyu göremeyince teker teker yok olurlar. Yalnızlaşırsınız. Etrafınızda kimse kalmaz. Çünkü onlar sizin değiştiğinizi düşünürler. Halbuki siz özünüze dönmüşsünüzdür fakat onlar sizin zaten değişmiş halinizi görmüşlerdir. Benliğinizi tekrar kazandığınızda yabancılık çekerler ve görmek istedikleri kişiyi göremeyince giderler. Yine sorgularsınız, yine düşünürsünüz. Neyi düzeltmeliyim, bu sefer neyim eksik kaldı?
Sizi değiştirmek isteyenler kendi isteklerini yerine getirmenizi, onların istediği gibi biri olmanızı isterler. Kuklalaştırırlar sizi. Sizde daha çok sevilmek daha çok saygınlık kazanmak için kukla olmaya dünden razı insanlardan biriyseniz yapılacak bir şey yoktur. Ancak o insanlar sizi oynatmaktan sıkıldığında gerçek hayata dönebilirsiniz.
Ve bilirsiniz ki her insan mükemmeli arar. Mükemmel bir dış görünüş, mükemmel özellikler, mükemmel notlar, mükemmel bir hayat. Fakat mükemmel diye bir şey yoktur. Ne yaparsanız yapın ne kadar çalışırsanız çalışın her zaman bir eksik olacaktır. Zaten bu eksikliği kapatmaya çalışan insanlar uyuşturulurlar. Mükemmel bir insan olmak istedikleri için her şeyi feda etmeye kendilerinden ödün vermeye hazırlardır. Bunu fark eden ve bunları yaptıktan sonra değmeyeceğini gören insanlar için tek önerim hiçbir şey için kendinizden ödün vermeyin.
Eğer insanlar kendilerini değiştirmeye başlarsa ‘’öz’’ kelimesi diye bir şey bile olmaz. Her insanın kendine özel özellikleri,davranışları olsun. Değişmeye çalışmayın. Başkası gibi rol yapmaya çalışırsanız yorulursunuz.Tükenmez kalem bile tükeniyor siz mi tükenmeyeceksiniz?
Ve uyuşturulan, uyutulan insanlara söyleyebileceğim tek şey ‘’siz, siz olun.’’