Her duyduğunda piyanonun sesini,yapamadığın danslar aklına gelir.
Anlatamadığın hikayelerin,kıyıda köşede kalmış insanlarla
Arkasından akıtamadığın göz yaşların.
Bir dünya var,
İçinde.
Sen de bilmiyorsun ki gülmeyi kırık bakmışsın hep.
Tutamamış elinden siyah küpelerini teslim ettiğin adam.
Ki neden siyah ?
Kayıp gitmişsin karanlı ..
Bu yüzden mi siyahtı küpelerin ?
Bacası tüten bir evin olsun istemedin,
Bir evin olsun bile istemedin.
Sahi neredeydi acaba evin ?
Fotoğraflarda hep ciddi durmuşsun.
Ciddi bir iş mi yapıyorsun,
Seviyor musun ?
Pervanenin sesi seni de rahatsız ediyor mu ?
Bir de daktiloyla yazdığımı düşünsene,tam bi şizofreni ürünü olurdun.
Her tık tık sesinin ardından ifşa olur,daha çok anlatılırdın.
Olsun belki o zaman daha çok yaşardın.
Yaşamak demişken,
Ben tuzsuz ekmekten bir dilim yiyor gibiyim,
Sende durum nasıl,
Güzel mi yaşatılmak ?
Mısralarda.
Cümlemin sonundaki noktayla son bulmak.
Enis ARARAT
Balmorhea