Tünaydın millet, tünaydın herkese! Çünkü bu yazıyı bir öğlene doğru kaleme alıyorum. Diyeceksiniz ki ‘Şuan ben öğle de değilim!’ Olsun sizin de öğlenize hitap edeyim.
Yürekten selam edenlere de selam olsun; Allah için selamlayanlara, Allah’ın adıyla selamlayanlara da katbekat selam olsun! Çünkü Allah’ ın selamı ne bir kurala, ne bir yasaya, ne de bir millete bağlı kalmadan sadece yaratıcıya olan inanç ile karşı tarafa hoş muamelede bulunmaktır. Örneğin gülümsemek sadakadır ve bir millete özgü olan bir şey değildir. Aynı şekilde güzel konuşmak da sadakadır; Kuran’ ın dili Arapça olduğu için Arapça konuşmayız ki, kendi dilimizde güzel konuşuruz. Bu selamlaşmada da böyledir. İsterseniz ‘Allah’ın selamı üzerine olsun’ dersiniz; isterseniz ‘Selamünaleyküm’ dersiniz. Hele ki ‘Hello’, ‘Hi’, diyenler varsa ve eleştirmiyorsanız Selamünaleyküm’ ü zaten eleştiremezsiniz.Yalnız şu var İngilizce olan bu hitaplar gerçekten de konuşma dilimizi zedelerken, Selamünaleyküm derken Arapçadan etkilenmiş olmayıp, dini bir söyleyişte bulunuyoruz. Sonuçta bu Arapların kültürü değil ki! Bu dini bir söyleyiş. Sadece Müslümanlar Selamünaleyküm diyor. Ateist bir Arap’tan da Selamünaleyküm demesini beklemeyiz herhalde… Yani olayın ruhuna bakmak lazım, siz birine Allah’ın selamı üzerine olsun derseniz yine aynı ruhla hareket etmiş olursunuz.
Unutulmamalıdır ki, Türk olarak atalarımız Göktürk, Uygur, Arap alfabelerini kullanmış. Osmanlıca da Arap alfabesi kullandık diye Arap yanlısı oluyorsak, şuan da Latin alfabesi kullandığımız için Avrupa yanlısı olduğumuz anlamına gelir ki, böyle bir şey söz konusu değildir. Zaten söz konusu olan dilimizin kökeni değili, dilin canlı oluşundan kaynaklanan kullanımlardır. Ben de Anayasamızdaki işine gelmeyince hatırlanmayan kişi hak ve ödevlerinin 6. maddesi olan din ve vicdan hürriyetini savunuyorum ve bunu yaparken diğer maddeleri unutmayıp hepsini kabul ediyorum.
Dilimiz Türkçe evet ama tüm dillerin birbirleriyle olan etkileşimi göz ardı edilmemeli. Sanki konuşmamızda kasti olarak Arapça kelimeler kullanıyormuşuz gibi…O zaman yabancı şarkı da söylemesin kimse ya da tüm dünya Türkçe öğrensin biz yabancı bir kelime kullanmayalım diye, sonuçta dilimiz Türkçe! Fakat yine de bunu böyle kabul etmek isteyen etsin. Siz kökeni Türkçe olamayan her kelimeyi inkar edin! Dilin canlı ve etkileşim halinde olduğunu unutanlar tabiki de böyle düşünebilir; ancak kimseyi sahip olduğunuz dar görüş açınızdan bakmaya zorlamamalı, kendi mantıksızlığınızı yanlış suçlamamala kimseyi muhatap almamalısınız!
Ben de her Türk gibi kendini Türk hisseden ve bununla gurur duyan, milliyetçi biriyim. Ve bir müslüman olarak insanlara Selamünaleyküm derken ne utanmalıyım ne de büyüklenmeliyim. Bundan rahatsız olan varsa istediği kadar olsun. Nasıl ki kitap okurken, spor yaparken, bir işe girerken ya da satın aldığınız şeylerde birilerine hesap vermek zorunda değilseniz, kimseyi de salamlaşmasından ya da dini yaşayış biçimi açısından yargılamamalısınız.
Ahlaki, dini ya da hukuki bir yanlış yoksa ortada, sırf kendi kulağına kötü geldi diye absürt bir sebepten kimseyi yargılama hakkınız olmamalı.