Bu sabah gökyüzüne farklı bir bakış açısıyla, derin düşünceler ile beraber uyandım uykumdan. Bir çok şey fark ettim yaşamımız ile ilgili ve aslında hayatımızın bazı yerlerinde hatalarımızın olduğunu gördüm. Çoğu zaman geçici olan veya biraz zaman geçtikten sonra aklımıza bile gelmeyecek olan şeyler için fazla endişe ettiğimizi ve bu endişenin bizi alıkoyduğunu fark ettim.
Evet,yaşayacağımız çok şey fakat yaşamak için çok kısa bir zamanımız var. Bu nedenle her şeyi yapmak istiyor ve sabırsız davranıyoruz. Gelecek için endişe duyuyoruz ve yaşadığımız anın değerini hissedemiyoruz. Daha sonra geriye baktığımızda da hiçbir şey göremiyoruz. Belki de biraz sakinleşmeli, frene basmalıyız. Daha planlı daha pozitif olmalı ve o şekilde yaşamalıyız. Daha çok yazmalı daha çok okumalı daha çok gezmeliyiz. İnsanların,hayatın endişesine takılıp gitmek şimdi farkında olmasak da bize çok büyük pişmanlıklar ile geri dönecek. Bir koşuşturma uğruna kocaman hayatını harcamak korkunç bir şey olmalı. Bunları düşündüm ve kendimde de bazı hatalar buldum. Zamanımı bana faydası olmayacak şeyler için harcadığımı, istemediğim şeyler için endişe ettiğimi ve ileride ilgimi çekmeyecek şeyler için fazla çalıştığımı fark ettim. Bu düşüncelere dalınca da nasıl bir hayat yaşamak istediğimi buldum. Ama en önemlisi derin düşüncelere dalmanın her zaman kötü bir getirisi olmadığını fark ettim. İlerideki kendimi hayal ettim, gözümün önünde canlandırmaya çalıştım. Sadece ufak bir hayal bile kalp atışımı gerçek bir heyecanla hızlandırdı. İçime uzun zamandır hissetmediğim bir coşku ve gözlerimi yaşartacak kadar sevgi,sevinç doldu. Şuan ki çalışmalarımın veya endişe ettiğim şeyleri ilerideki kendimde göremedim. Fark ettim ve yeni kararlar aldım.
Özellikle bu pandemi zamanında çok uzun süre evde kendimizle kaldık. Bazı şeyleri düşünmek,öğrenmek ve keşfetmek için bolca zamanımız vardı. Dışarı çıkamadığım için yapacak bir şey yok demek yerine evimde kendimi daha yakından tanımanın yollarını keşfetmeye çalıştım. Mesela aslında sütlü kahve çok sevmediğimi fark ettim:) insanları tanıma çabasına kendimi arka plana attığımı, kendimi tanımadan yaşadığımı fark ettim. Aldığım kararlar da bu fark edişle başladı. Küçük değişiklikler büyük mutluluklar getirebilir dedim ve ilk olarak düşüncelerimi değiştirmeye çalıştım. Para harcamadan eğlenebilirsin, kimse olmadan mutlu bir hayat sürebilirsin, hayallerine ulaşabilirsin dedim kendime. Bunun gibi ufak şeyler bile ruhuma büyük bir huzur kattı. Yaşadığım dakikaları daha iyi hissetmeye, her anımın değerini daha iyi bilmeye başladım. Hayatımın hiç bir dakikasını kendimi üzecek veya zarar verecek şeyler için harcamak istemiyorum. Bu ufak mutlulukları yaşayınca daha derin düşündüm ve fiziksel olarak davranışlarımı değiştirmeye çalıştım. En zoru buydu sanırım. Daha yavaş yaklaştım her şeye. Daha sakin nefes aldım,daha sakin konuştum,daha sakin güldüm. Bunları yapmak da aslında gereksiz bir koşuşturma içerisinde olduğumu fark etmemi sağladı.
Daha sakin yaşamak,size uymayan kişiler ile arkadaşlığınızı kesmek, sırf aileniz diye istemediğiniz şeylere bile boyun eğmemek, hayvanları daha çok sevmek, yağmuru,fırtınayı, kara bulutları sevmek size mutluluk getirebilir. Yaptığınız şeyler de sizi mutlu ediyor olabilir fakat koşuşturmanıza ara vermenizi ve hiç ummadığınız yerlerde huzur aramanızı tavsiye ederim. Belki gerçek mutluluk önündeki gün ışığında değil de arkandaki karanlık gölgededir, kim bilir?