Tavanda asılı duran sen’in, yeryüzündeki ben’den sakladığı bir şeyler var. Tırnaklarımla kazıyorum bedenini, içinden ölü düşlerin hercai çırpınışları çıkıyor. Bedeninle örttüğün senli gecelerin, tuzlu acıları bedenimi yakıyor.
Koşar adımlarla ilerliyorsun can damarımdan, ezip geçiyorsun, buhar oluyorsun, çiziyorsun göz kapaklarımı… Yokluğunda sensizliğin bunalımıyla tavlaya oturuyoruz, aksi şeytan galip gelince, ikisi birden beni yeniyorlar. Gelmişinin geçmişinin küfür dolu aldatmalarında, sana bolca sövmelerim var. Gelmişin de, geçmişin de, iz bırakıp içimden acılar çıkarışın da yerin dibine batıp, orada nefessiz kalsın!
Kayboluyorum ayak izlerinde. Ben sensiz de yürüyebilirdim. Namussuz kaldırımlar utansın şimdi.
Tavanda asılı duran sen’in gökyüzündeki ben’den sakladığı bir şeyler var. Varlığının cesetler caddesinde beni arayışının talihsizliğinin, bendeki sen’in birbirinden kaçmış iki deli olduğunu itiraf etmesi illegal…
Soyun geleceğine! Belki orada öpüştüğün sevimsiz hadiselerin olur. Bir çocuğunuz olursa, adını düşler meyhanesi koy, orada içeriz karşılıklı, belki göbek de atarız. Ne dersin?
Ruhumdan çıkıp tavana yapışmışlığının sorulacak hesapları varmış. Dinliyorum. Kulağımda kulaklığım, elimde ipod… Ama ben seni dinliyorum. Kulağım başka yerde olsa da dinleyebilirim seni. Sen lafları başka yerinden anladın da bir şey mi dedik sanki?
Git, dur o duvarda. Tek bir duygu üstünde… Tek ayaküstünde durmamış çocukluğun, cezalardan nasibini almamış. Duyguların uslansın.
Tavanda asılı duran ben’in, gitmek için hazırlanan sen’e atılacak tekmeleri var. Gidene bir tekme de sen vur, yuvarlana yuvarlana gitsin.
Gitmek bile gitti, sen hâlâ burada mısın be sevimsiz?! Tutuştum, benden bir cacık olmazdı da, senden çok güzel turşu olurmuş. Evde değil, yüreğimde kaldın, turşunu kurdum. Tüm yalnızlar camiasına hayırlı uğurlu olsun.
Balkondan atlayan cahil cühela olan sen’in, ödenmemiş faturaları var. Çokça yalnızlık, ölümcül sensizlik, derbeder bir aşk… Borcunu ödeyip de gitseydin, bunu da mı beceremedin be zalim?
Aynanın karşısında parmak ucumdayım. Balerin düşlerimi yarıştırıyorum namert ölümcül sensizlikle…
Birazdan ben de atlayacağım düşlerimden. Gülüşlerime yer açılsın. Namuslu bir aşkın sebepsiz oyunundayım.
Duvara çıkmış sen’in, kahraman olmak için büyük uğraşları var. Aşk lâzımdı bize, aşk!
Sevmedikten sonra ucuz aşk romanlarından kalma kahramanlık hikâyelerinin de yer aldığı sefil mutlulukların ne önemi var?
Seçiyorum. Gitmek mi gelsin, kalmak mı kalsın? Seçiyorum. Yana yana, döne döne seçiyorum.
Atladım düşlerimden, buna kaza deme. Kaderin cilvesi hiç değil, manyak bir âşığın yazdığı son olarak adlandır. Sen akıllı sevdin de, ben yok mu dedim?
Ufaklık bakıyor camdan, bu ne yağmur, bu ne yaş, bu ne telâş… Ufaklık bakıyor camdan, büyümüş de aşk mı olmuş? Haydi oradan!
Dilâra AKSOY