Çok geç kaldım aşka,sevmeyi becerebilsemde hep saçma adamları seçtim şansıma.Hani çok şanslıyım demiştim sana,artık hiç öyle değil.Ufak şeylerden mutluluk duyuyordum ya…Fark edemeyip,göremez oldum.Cansızlar üzerindeki farkındalığımda uçtu gitti dediklerim yüzünden.Ne kadar şanslı olduğumu söylersem,o kadar şansı kaybedecekmişim gibi gelirdi insanların kıskançlığından.Sonunda önemli olanın başkalarının değil benim kıskançlığım olduğunu fark ettim.
Birini kıskandım çünkü; varlığını,düşüncelerini,gülüşünü…İstedikçe varamadım,vardığımı sandıkça bocaladım.Utanç montum böyle değildi ya da asker yeşili parkam.Düşündüm onlara sahip olduğum için ne kadar seviniyorum,birde ruhuna kapıldığım bir şeyde nasıl olurum.Olmadı,olmayınca umutsuzluk ipleri bedenimi sıktı.Yaptığım,söylediğim şeyleri neden yaptım diye utanç montundan sıyrılamadım.
Umursamaz olsam daha iyi mi olacaktı şimdi aramız?Gizli,saklı bir kutu gibi heyecan verici olsam daha albenili mi olacaktı varlığım?Ben böyleyim,herşeyi olduğu gibi söylerim dünyamda.Dokuz köyden kovulan o kişilerden biriyim anlayacağın,boşver aldırma.Bir adım daha atsam ilerisi hiçlik,bir şey hissetmek istemiyorum uzun bir müddet daha.
Hiçliğimi geri verin,gerisi sizin olsun.