Ben küçükken, aşık değilken, sevmiyorken henüz, bir acı vardı içimde. Yoğun duygularda yüzerdim. Hayatımda biri olmadan aşık olurdum. Birini sevmezdim ama büyük aşk, ayrılık şiirlerim olurdu. Etrafıma bakar ayrılıklara ağlar, onların acılarını da çekerdim… Derken biri geldi. Gerçekten sevdim. İçim güzelleşirdi, yüzüm güler, bitmez enerjim olurdu. Hayallerim onunla olurdu, birlikte de hayallerimiz olurdu… Büyük küçük bir sürü hayal… O da o hayallerden biri oldu sonra, hayat olacakken tek harfle kaçırmış olduk, tıpkı yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmek gibi… Gerçekten de öyle oldu… Sonra o benden gitti. Sonra da ben onu yavaş yavaş bıraktım…
Ben bu acıya aşinaydım ama yine de canım çok yandı. Şimdi bir şekilde hatırlatıyoruz birbirimize kendimizi.. Benim geriye dönmeye niyetim yok. O da gurur yapar zaten, yapmasa da olmasın. Hala izi var, hala hissi var yüreğimde. Özledi biliyorum ama bu özlemin sonu yok, yolu yok…
Hangi güzel insan sevmiyor ki? Yürüdüğümüz yolda elbet çıkar birileri. Ama yürürken başını kaldırmamak gerekiyormuş, kaldırsan da değiştirilmemeliymiş yol. Sona bakmalı, sona odaklanmalı insan. O zaman yolun birleşince, birlikte yürümeye değer biriyle, yeniden başlarsın yola…