Bugün ağlıyorum. Ağlıyorum ve kimse bana bir mendil uzatmıyor. Bir kedi gelip kucağıma atlıyor, ısınmak için iyice sokuluyor bana ve bu beni gülümsetiyor.
Bir şarkı çalmaya başlıyor. Eylül geliyor sonra, yapraklar sararıyor ve yağmurlar yağıyor.
Her şey ağlayayım diye oluyor. Önce kedi çekip gidiyor, sonra saatler küsüyor bana. Ama yağmur kalıyor benimle. Yağmur beni terk etmiyor. Yağmur yağdıkça ağlıyorum ve ben ağladıkça yağmur yağıyor. Dünyayı sırılsıklam ediyor sonra o yağmurlar. Teşekkür ediyorum yağmura benimle ağladığı için.
O yağmur dünyayı birleştiriyor ama kimse duymuyor yağmuru. Yağmur, teşekkürler!
Herkesin gözleri kapalı, herkes uyuyor ya da uyumak istiyor. Gece oluyor, karanlık basıyor her yeri. Kimse göremiyor artık önünü, her yer zifiri karanlık.
Saatler bana küs hala, kedi de gelmiyor zaten. Ben de önümü göremiyorum ama insanları görüyorum. İnsanların kalp kırıklıklarını, gözlerindeki yorgunluğu, tarif edilemez acılarını görüyorum. Sonra kendime dönüyorum ama kendimi göremiyorum. Karanlıkta kaybolmuşum da kimse elimi tutmamış gibi hissediyorum. Yağmur hala benimle, ama ben nerdeyim?