Yolda yürürken başladım bu yazıyı yazmaya. Aklımda kurguladım yani benim için her şeyin başladığı yerde. Eve gidiyordum karanlık sokaklardan geçerek. Eve gitmenin en kolay ama tehlikeli yoluydu o yollar. Eve o yoldan gidiyordum çünkü depresiftim, kulaklığım ve düşünmem gereken şeyler vardı. Peki neden eve gidiyordum çok sebep vardı ama en önemli sebep uyumaktı.
Benim için uyku bir kurtuluştu kısa ama etkili denilebilirdi uyku için. Söylenen, can acıtıcı kelimeler uyurken gelmiyordu aklına insanın. Mesela sana güvenmiyorum diyen biri vardı. Değer verdiğim ama karşılığında bu cümleyi duyduğum biri vardı. Sahi neden vardı. Kafama takmıyordum çok ama insanın kalbi sızlıyordu. Bir de böbreği belki de onun nedeni başkaydı ama olsun. Çok takmıyorum kafama kendimi bildim bileli çünkü biliyordum ki yalnız ölücez çoğumuz. Belki de ben o çoğunluktaydım ama kimin umrunda. Öleceğimi biliyorum ama yalnızlık konusunda pek emin değilim.
Yolda yürürken farklıydı bu yazı bakkal Kenan abi karıştırdı kafamı bir de çalan telefon. Niye çalar ki telefon. Telefon neden önemlidir bu kadar. Neden evden yüzde 10 şarjla çıktığımızda moralimiz bozulur. Yalnız ölmeyecek miyiz sonuçta baş ağrıtıcı, yalancı bir icattı telefon. Bakkal Kenan’ın da işleri kötüydü. Evde ağrı kesici var mıydı?