Uyandığımda başım ağrıyordu. Aslında çok içmemiştim
ama yinede ağrımıştı başım. Aç karnına bir ağrı kesici alarak
evden çıktım. Vapura binmeden önce bir simit ile ayran aldım.
Sağ elimde simit ve ayranın içinde bulunduğu poşet, sol kolumun
altında duran sandıkla 09:30 vapuruna bindim. Vapur her zaman
ki gibi doluydu. Dışarısı soğuktu ama ben içeride oturmak
istememiştim. Taze, çıtır simidimden bir parça kopartıp ağzıma
attım. Çiğnemeye başlarken dün gece ki konuşmalar geldi aklıma.
En çok da Rauf Usta’nın ‘’ Eğer yalnız yaşamayı benimsediysen
kimsenin zamanına acı olma üstün örtülmesin seninde. Kimseye
acınla alışkanlığa itme.’’ sözü etkiledi. Doğru söze ne acetti.
Acaba yalnız yaşamayı benimsemiş miydim? Gece eve gidene
kadar bunu düşünmüştüm. Eve girip kanepeye uzandığımda
da bunu düşünüyordum ama düşünürken sızmışım. Cevabını
hala bilmiyordum. Bir insan neden yalnız yaşamayı benimser?
İlk önce bunun cevabını bulmam gerekirdi. Neden benimser?
Aslında yalnızlık diye bir şey yoktur. Çünkü etrafında insanlar
vardır. Ailen,arkadaşların,dostların… İnsan yaşamak istediklerini
yaşayamadığı için kendini yalnız zanneder. Bu nedendir yalnızlığı
benimsemesi. İnsan hayal kırıkları, acıları, umutları ve hayalleriyle
yaşar. Hayallerini kurar insan gelecekle ilgili. Planlar hayatını
hayaline ulaşmak için. Hayaline varmak için kademe kademe
ilerler ve her ilerlediğinde umudu çoğalır. Birden yıkılır her şey.
Hayaline varmak için onca zamanını harcarsın sabredersin ve
deprem olur yıkılır biter her şey. İşte insan o anda hayal kırıklarının
üzerine düşer ve acıyı tadar. Bir insan acıyı tadınca bir daha aynı
şeyi istemez. Yapmaz. Yapamaz korkar çünkü. Acı çekmemek için
kaçar. Ve kaçtığı yerde yalnızlıktır. Ama bilmez ki insan ilk önce
hayallerini iskambil kağıtlarından yaptığını. Bir nefeste yıkılınca
anlar. Yalnızlığım bundandı sanırım.Benimde hayallerim vardı.
Umutlarım,planlarım… Ben de yaşadım acıyı. Hem de iki kere.
Ama aynı acı insanı bir kere yakarmış. İkincisinde yanmadım.
Üzüldüm ama yanmadım. Şimdi tekrar çıktım saklandığım
yalnızlığımdan. Çok defterler feda etsem de hayatıma yeni bir sayfa
açtım. Ama bilmiyorum hala mutlu muyum? Belki mutlu değilim
ama yalnız yaşamak istemiyorum artık. Eve girdiğimde evin içinde
gıcırdayan parkelerin seslerinden başka sesler duymak istiyorum.
12 kişilik yemek takımının sadece birini kullanmak istemiyorum.
Çift kişilik nevresim takımını tek kullanmak istemiyorum. Artık
zamanı gelmişti. Yalnızlığımı sonlandırmalıyım.
”Geçmişin İzleri’nden bir kesittir…”