Bütün kolum ağrı ve sızı içinde kalmıştı. İki gün önce parkın yanından geçerken dört ya da beş köpek üzerime doğru gelmişler ve ben orada hareket etmeden durunca içlerinden biri beni bacağımdan ısırmıştı. Bacağıma ne olduğunu bilmeden uzun süre yürüdüm. Yürürken aklıma bacağımın kanayıp kanamadığı sorusu takıldı ve adımlarımı hızlandırdım. Köpeklerin beni takip edebiliyor olacağı düşüncesi endişemi çoğaltsa da yürümekten başka çözüm yoktu o anda. Hastanede kuduz ve tetanoz aşısı olduktan sonra arkadaşımın yanına gitmiştim. Aşının yan etkisi miydi bilinmez bütün kolum şiddetle ağrıyordu.
O akşamı hatırladıkça yeniden yaşarsam ne yaparım düşüncesi ayrı bir sorun haline gelmişti. O akşam köpeklerin hepsi bacağımı ısırmış olsaydı sanırım korkudan bayılırdım. O akşam Ankara’da yalnızlığım daha çok dokunmuştu bana. Eğer beni evine çağıran arkadaşım olmasaydı sanırım yalnızlık komasına girerdim. Bütün kolumun ağrıyor olmasının önemi yoktu.. Ankara bütün sessizliğiyle ruhumun içine uzandı ve uykuya daldı. Onu uykudan uyandırabilecek bir çalar saat tasavvur edemiyordum. Eğer beni evinde ağırlayan arkadaşım olmasaydı ertesi gün uyandığımda yağan yağmurun ve evin içine dolan kokunun hiç mi hiç önemi olmazdı. Ne zaman bir başı boş köpek görecek olsam aklım hep yalnızlık komasında olacak.
http://kanatterzisi.blogspot.com.tr/