ben bu şehrin yasalara uyan tek teröristiyim. benim zararım kendime kadar. eylemlerim hep düşüncelerden ibaret, düşünmekte bir eylem; evet deneyin! benim hiç fiziksel eylemlerim olmadı, olmayacağının garantisi de benim. bana inanmayan varsa gelsin sohbet edelim.
kırmızı ışıkta beklerim yayayken, henüz hiç arabam olmadı, olmayacakta. benim sevdam motordan yana, o da olmasa olur. benim bir davam var, henüz atlatamadığım ve üzerinde tek düşündüğüm şey o. diğer vakitlerde de motorlu hayallere dalıyorum yüksek müsaadenizle. ütopyalar aleminde geziyorum genelde ve bakıyorum ki her ütopya güzel, en faşizan olanından hümanist olanına kadar. evet kırmızı ışıkta duruyorum, çöplerimi çöp kutusuna atıyorum, bir çöp kutusu bulana kadar kaplumbağalar gibi sırt çantamla çöp taşıyorum. bu şehirde çöp kutusu bulmak zor. çünkü çöpleri toplayan temizlik görevlileri var, onlarında ekmeğe ihtiyacı var lütfen çöplerinizi yere atınız yere atınız da o adamlara, kadınlara da ekmek kapısı çıksın ve izin verin yere attığınız her çöp için okkalı küfürler etsinler size.
ben bir teröristim ve en yasalara uyanı. herkes terörist olabilir. hiç kavga etmedim mesela hayatım boyunca kalabalık kavgalarda arayı bulan olmak istedim. oldum da bazen ve çoğu zamanda karşıtlardan çok dayak yedim onlar için. benim hiç hususi bir kavgam olmadı ben sinirlendiğim için birinden nefret ettiğim için veya bana büyük bir yamuğunu gördüğüm için kavga etmedim kimseyle. korktum mu? belki de. ama hiç aklıma gelmemişti korkak olduğum, olabilirim bilmiyorum. hep gereksiz olduğunu düşündüm ve öyle de galiba. ama ne barış yanlıları savaş karşıtları gördüm birbirini yiyen. doğru insanın fıtratı böyle sartre’ın bir kitabında dediği gibi zarar vermek hoşuna gidiyor insanın bir sineği dahi öldürdüğünde büyük bir zevk duyuyor insan. tam olarak bunu dediğini sanmıyorum ama buna yakındı orada bahsi geçerken ki haliyle burda kullandığım hali arasında da dağlar var. sartre değilde dostoyevski de olabilir, bilemedim. entelektüel bir insan olduğumu varsayın diye belki de öyle bir kitabı okumadan böyle gereksizce bir örnek vermiş de olabilirim. neyse okunacak bir adam olduğumu bu entelektüel zırvalarla size kanıtladım. inanamayan varsa gelsin sohbet edelim.
bir de şey var sisteme karşı duruş, hepinizi yeyip bitiren o kahrolası sistem! haydi dostlarım hepiniz bir gün o sisteme dahil olacaksınız hatta dahilsiniz de. ama karşı gibi görünün, ama sövün hep sisteme ve size uygulattığı, zorla uygulattığı onca şeye sövün. öte yandan da cebinizi nasıl doldurabileceğinizi düşünün ve o yönde ki fiziksel eylemlerinizi gerçekleştirin. sonunda doğru oymuş gibi gelecek size ve eskiden sizin olduğunuz gibi sisteme söven her insana, zamanla değişirsin deyin. zaten onlarda değişir onlarda sizin gibi dışa vurumları hep sisteme nefret içerirken içlerinden kredi kartı borçlarını nasıl ödeyeceklerini, nasıl daha iyi bir iş bulabileceklerini ve daha fazla paranın nerde olabileceğini düşünürler. bu döngüyü bozmayın ah dostlar.
bunca insan yalnızken neden bunca insan yalnız dermiş gibi hepiniz iktidarlara sövün sistemleri eleştirin ama o iktidarlar nasıl olsun da yüzde elli oy alsın içinizden birilerinin dışa vurumlarında yalanlar saklı olmalı.
ben bu şehrin yasalara uyan tek teröristiyim. benim zararım kendime kadar ve bir gün bir suçtan içeride yatarsam tek sebebi düşünmek olacaktır. benim hiç fiziksel eylemlerim olmadı, olmayacağının garantisi de benim. bana inanmayan varsa gelsin sohbet edelim.
4 comments
Bir bar çıkışı yürüyemeyip kaldırımda otururken, ya da evde uzanıp duvarla bakışırken aklımdan geçen uzun uzadıya düşünceler
duvarlar iyi bakıyorlar değil mi insana?
Bakışınızı çok sevdim, ellerinize sağlık.
eyvallah dostum.