Taze sıkılmış portakal suyu tadında dünya bugün
Mevsimlerden deniz kıyısı
Va aylardan yağmur damlaları.
Susan ellerim yarından sonra konuşacak
Ve mor salkımlı bir cumartesiyi
Kravatlı pazara bağlayan gece yalnızlık boyun eğecek,
Ucu şehirlerden şehirlere uzanan kaldırımlara.
Bir halk yürüyecek mavi balinaların üzerinde
Bir orman yok olacak o pazar
Bir çocuk susacak katil mezarlığın karşısında.
Saçlarım taralı
Ellerim nemli
Boynumda bir parfüm kokusu sonbahardan çaldığım;
Pantolonum tek çizgi ütülü
Ellerimde bir demet kağıttan yapma gemi
Kravatımı bağlıyorum
-bağlıyor muyum, evet bağlıyorum-
Bitmekte olan bir günün
Kızıl ile turuncu arası güneşine dönük yüzüm.
Hep ölenleri saydım ben
Hep ölenleri saydım
Ölenleri hep
Çünkü ölenler bile biliyorlar ki
Onlar daha diri
Gökyüzünün altındaki ruh sahiplerinden.