Ben ne arıyorum?
12.04.22
Bir küçük prens misali çocukluğumu mu arıyorum? Yoksa çocukluğumda yaşadığım saf sevgileri mi? Uçsuz bucaksız sevmeyi ve sevilmeyi istiyorum. Tıpkı çocukluğumdaki kadar saf. Büyümek istemiyorum. İstemiyorum çünkü biliyorum. Ben benim sevdiğim denklikte bir sevgiyi yaşayamayacağım. Ne de ben sevemeyeceğim. Artık birinin hayatında öncelik olmasa bile ön sıralarda gelme isteğim saçma mı?
Bu isteğim yüzünden karşımdakine saldırıyor muyum?
İlk görüdüğüme, ilk hisettiğime, o an yanımda olana?
Sadece sevmek ve sevilmek isterken bu tüketim toplumunda nasıl var olacağım?
Bne ki gülü benim gülüm olduğu için eşsiz olduğunu kabul etmek için yola çıkmışken tek başıma kalmayı kabul etmek istemiyorum. Sevmek istiyorum, sevmek istiyorum. Öyle başı boş bir sevgi değil kastım. Emekle beraber büyüyen bir sevgiden bahsediyorum. Ah ben de bilmiyorum belki. Tek bildiğim geçmiş acıların hepimizi büyüttüğüdür. Acı çeken insanın gülüşünün samimi olduğunu görüyorum. Görülmek ve görmek istiyorum. Sevmek ve sevilmek istiyorum. Peki tüketmek üzerine kurduğumuz bu sistem içerisinde sevgiye yer kaldı mı? Sevgiliye yer kaldı mı? Korkum bu aslında. Coğrafyacının dünyasına girmiş gibi kör, iş adamının gezegenine gitmiş gibi tüketen ve kralın gezegeninde gibi yükseken bakan bir hayat bütünü mü yaşayacağız? Umuyorum ki gerçekten çok beklememe gerek kalmaksızın onu sevmemi kabul edecek ve bende mevcut acılarımın değerini görecek biriyle tanışacağım. Umarım küçük prensi yaşatmaya olan inancımın bitmesinden önce karşıma gelir.