Yeraltı Edebiyatı bir şeyleri aşağı katlardan söylemektir. Reddedilen, görmezden gelinen her şeyin özgürce dile getirmektir aslında. Olduğu gibi. Dürüst ve açık…
Ama bazı kimselerin bu durumu yanlış yorumladığını düşünmekteyim. Sanki Yeraltı Edebiyatı’nda küfürden başka söylenecek şey kalmadı. Bir küfür elbet yazıda yer alabilir. Birçok şey anlatması bakımından vurgulayıcı, güldürücü hatta düşünceye sürükleyicidir. Üzerine yakışan kişilerin çok olduğu bir zamanda kendini vazgeçilmez hale getirdiğini de bilmekteyim ama görünen o ki, kelimeleri tükenmiş kişiler kolayca sıyrıldığı bir can simidi bulmuş. Kurmacasız ve yüzeysel beyinlerin en kolay kullandığı şey olmuş.
Tabir yerindeyse “değeri kayba uğruyor” Öyle uzayıp giden yazılar, zaten “başladığı gibi bitecek” algısıyla okunuyor. Sonda söylenecek olan başta yitmiş oluyor ve aşağıda yazılan bir ton kelime fasaryadan yazılmış duruyor.
Sınırlayıcı olacak değilim. Tepeden yaklaşımları da sevmem zaten ama ricam