yapışmıştı üzerime yalnızlık..
laneti olan bir hayat tarzının bu sonuçları aslında ikimize de yabancı gelmiyordu, herhangi bir ikimize, çünkü ben vardım, senin kim olduğunun hiç bir önemi yoktu.. güzel de geliyordu, bir çok kadın, bir çokları hikaye, bi yerde para da kazanıyordum bu işten, her hikayenin kelime sayısı para ediyordu, kendim kokmama haricinde herhangi bir sorun yoktu, en çok ama en çok ben istemiyordum, bunun için de ekstra çaba söz konusu değildi, değişim ya uygarlık tarihi gibi dönüşüme evrilecekti, ya da şikayeti olan ben elimi kolumu kıpırdatmayacaktım.. insan en iyi kendini tanır, daha da iyisi kendisiyle barışık değilse daha iyi tanır, çünkü bi insanı sevmek için sebebiniz yoktur, ama hatalarını görmeye başlarsanız ”ki yıllara dayanır” o zaman batar size, ister karşınızdaki ister kendiniz.. fakat düzensizliğin de bir düzen içinde olduğunu unutmamak gerek, en azından öyle idi, yani ben öyle sanıyordum olabilir..
”fakat bu bir uygarlık dönüşümü sayın Yücelen”
bazen bir şeyler olur ve olduğunu kabul edene kadar geçen süre zamanın yola bölümü gelir size, yani yol bir başlangıçtır, yola çıkmakla evde kalma arası geçen süreye de pandemi dersek yola çıkıp çıkmayacağınızı belirleyen siz değil, yolun devamı oluyor, bi anda yolda buluyorsunuz kendinizi, yol güzeldir, sonunu bilmediğin yol en güzelidir, çünkü aslolan şey yoldur, varış noktası yoktur, siz sadece yola odaklanırsınız, Atalanta’dan yola çıktığınızda Las Vegas’a varış belirlemek yol değildir, az ilerisi Meksika sınıdır, dünyanın en pislik insanları orada yaşar, mafyalar, uyuşturucu baronları, Vegas ya da Meksika hedeftir, ama yol sadece Atalanta’dan çıkmaya karar verdiğiniz andır, yol varış noktası belirlemeden çıkılan bir gezgin edasıdır, zaten aşk da böyle bir şey değil mi? yolda olmak.. tek odak yol.. yolda geçen zaman.. başsız, sonsuz sadece ve sadece yol..
”yol güzel, kenarlarında çiçek öbekleri var, içim filizlendi”
nerde nasıl oldu bilmiyorum, filozofun dediği gibi, uygarlık tarihi devinim, bir dönüşümdür, siz karar vermezsiniz, kendisi gelir. biri çıkar gelir ve bu uygarlık tarihidir, Nuh’un gemisi gibi, yazının icadı gibi, sanayi devrimi gibi, antik yunan gibi.. yol sizin hiç hissetmediğiniz bir anda karşınıza çıkagelir, hedefsiz, amaçsız, sadece yoldur, çünkü yolda olmak güzeldir, yolun nereye gittiğine takılmazsınız..
”taliga da olur, ferrari de”
2011’de başladığım bu serüvende bayağı bir dertleştiğimiz var ”ve kadın dedi ki” serisinde, sıkı takipçiler daha iyi bilir, bi hikaye yazıma girdiği zaman, yazılan üzerine en keyif aldığım şey iki bira içip yaşanılanı yaad etmektir, çünkü hikaye orada bitmiştir, üzerine içilen iki bira kadar keyif veren başka bir şey yoktur, bu ”ve kadın dedi ki” serisinin sondan bir önceki yazısı, üstelik böyle bir rastlantı ki dolapta bira da kalmamış, yani bu yazı bitince üzerine iki bira içip keyifle oturamayacağım.. madem öyle;
yol’a çıkma vaktidir şimdi, tek odak yol, uygarlık tarihinin dönüşümünü evde kalarak geçiremezdim, sonunu hiç bilmediğim, sonsuz, sınırsız bir yol.. yol güzel, sen güzelsin, biz de güzel oluruz.. vakit yol’da olma vakti sevgilim..
Kutay YÜCELEN
11.08.2024