Az önce YouTube’da gördüğüm bir şeyden bahsetmek istiyorum ama öncelikle:
Game of Thrones, ortalama 80 bölüm diyelim, koca bir ulusun entrika dolu savaşını anlatıyor. İçinde ejderhalardan tut Whitewalker’lara kadar her çeşit yaratık var. Bu arada Whitewalker biraz ırkçı değil mi? Siyahi-walker neden yok? Blackwalker, neyse…
The Walking Dead, bir grup insanın zombilerden kaçışını anlatıyordu ta ki son 4-5 sezona kadar… Pardon zombi dedim ayıp olmasın şimdi Walker’lara. Bak oradaki Whitewalker burada sadece Walker. Bir ayrımcılık görmüyorum. Ne olursan ol yine gel… Bundan bahsetmeyecek idim lakin beni çok rahatsız eden ve bu yüzden diziyi bıraktıran bir olgudan bahsetmeden geçemem. Bir deprem felaketinde neyden kaçarsınız? Depremden! Bir sel felaketinde? Sudan! Peki bir zombi istilasında? Zombilerden! Dediyseniz yanlış cevap:( Zira dizide de gördüğümüz üzere; zombilerin olduğu bir ortamda onlardan kurtulmaya çalışmaktansa hayatta kalan üç beş kişi, sanki dünya bir çiftlikten ibaretmiş gibi kıç kadar yerde birbirlerini yiyorlar -ki bu zombilerin yapması gereken şey… Resmen rol çalıyorlar. Artık dizide zombi görünce mutlu oluyorsun, en azından koşunca yakalayamıyor. Ayrıca anladık artık! They can walk, her dizide aynı sıfatı kullanmanıza gerek yok. Also, I can walk too, so call me Walker then…
Her neyse YouTube diyordum;
Gördüğümü direk aktarıyorum; “Beni Affet 1477. Bölüm (Final)” Finalmiş… Bitmiş yani… Küçük bir hesaplama yapalım; her bölüme 1 saat desek, 1477 saat. Bak! Hiçbir işin yok diyelim, boş gezenin boş kalfası bile değilsin. Her gün 3 saat izlesen, 492 günde bitiriyorsun. Başlayayım desen ziçtun… Arkadaşına önersen, torunlarına bırakır. Bak ben diziyi hiç izlemedim, bilmem etmem ama her şeyi geçtim, dizideki karakter ne yapmış olabilir de, 1477 bölümdür “Beni Affet” Kimse dememiş mi 400. bölümde falan -Bak oğlum bu kızın seni affedeceği yok, bırak artık bu işleri… Konusunu bilmiyorum ama muhtemelen 1477 bölümde hikayeyi bırak türü bile değişmiştir. Ayrıca 800’de falan izleyici olarak senin de duruma uyanmam gerekirdi. Yani dediğim gibi Game of Thrones (çok bayıldığımdan değil, kadronun genişliğinden) 70-80 bölümde kocaman bir toplumun yıkılışını ve yükselişini anlatıyor. Yani o kadar karaktere rağmen 70-80 bölüm oluyor. Sen ne yapmış olabilirsin de hala senaryoya malzeme çıkıyor?
Başka bir sorun:
Neden dizilerimizde hep spor arabaya binen, boğaza nazır müstakil evlerde yaşayan ve gerçekte tek sorunlarının; hangi arabayı alacaklarına karar vereMeMeleri olması gereken aşırı zengin ve elit takılan insanların bir takım aile içi dramalarını izliyoruz? Ya da tam tersi aşırı yoksul, fakirlikten terlik yiyen ve bir anda zengin biriyle karşılaşıp onu tavlayan bir kısım insanlar… “Sen başkaları gibi değilsin, benim paramı değil beni seviyorsun, sen çok farklısın” gibisinden bazı cümleleri yedirip bol baklavalı erkek karakterlere pek çok şekilde bunu söyletiyorlar. Kız tabi yüz vermiyor zira kesin geçmişinde zenginlerle ilgili bir travma yaşamıştır. Farkında değiller ama oturdukları ev boğazı da geçtim köprüye sıfır… Bu demek oluyor ki o ev 500 milyon dolarcık. Yani bir zenginle travma yaşamak için sol böbreğimi verirdim.
Bunu bir yerde duymuştum, burada da dile getireyim. Dizilerdeki her karakter çok güzel. Harbiden bir inceleyin; aşçısından bahçıvanına, temizlikçi abladan sokaktaki figüranına… Abi herkes çok çekici ya! Bir tane de karakter yok ki aramızdan biri gibi görünsün. Herkes full+full kombili, site içinde, laminant parke ve ebeveyn banyolu. Ne bir fakirin derdi dert ne de bir zenginin… Hiç orta halli, ne fakir ne de zengin aile dramı gördün mü? Hayır! Neden? Çünkü orta halli ailenin ne çok zenginler kadar saçma dertleri ne de çok fakirler kadar paraya ihtiyacı vardır. Kendi sınırlarını bilir ve ona göre hareket eder. Her gün olmasa da et yer, spor arabaya binmese bile arabasının deposunda hep 50 liralık benzini vardır, tatilleri çok uzun sürmese de her yıl 15 gün Bodrum’a kaçar. Kısacası izlencesi yoktur… Halbuki gerçek başarı olmayacak yerden çekici konular çıkarmaktır. Dereden su almak kolay, çölde su bulmak başarıdır. Aslında üreticiyi suçlamak bir hata olur. Sonuçta bu arz-talep meselesi… Senin benim talebim 17 sezonluk 550 bölümlü diziler olursa adam da çeker. Ona; para kazanma, diyemeyiz. Bunu belirleyecek olan, el atması gereken RTÜK olmalı kanaatimce. Gerçi şu aralar ekranda “Lan” diyenleri biplemekle meşguller biraz ama…
- Bir kaç kural eklemek gerekirse bunların arasında olması gerekenler: Olur da(!) sezon finalinde başrol ölürse sonraki sezon geri diriltene ceza… Ulan her sezon ölüyor, sonra yine diriliyor. Sizin hiç ayarınız yok mu? Dizide normal insan mı yoksa peygamber mi oynuyor belli değil. Öldüreceksen harbi öldür. Game of Thrones niye tuttu? Başrol yok abi, tanıdığın herkes ölebilir.
- Kanalın yayınladığı her 5 diziden sadece biri romantizm türünde olabilir ve yine sadece biri komedi olabilir. Daha fazlasına yaptırım uygulanacak. Yahu her dizi aşk-komedi ve gereksiz drama üçgeninden ibaret. Nasıl bir ülke kalkınmak için sıkıya giriyorsa(bir ülke dedim bizimki demedim) bu gibi çoğu sektör de kendine bunları yapmalı.
- Kısacası, yürüyorum öyleyse Walker’ım…