Zamana bırakıyoruz hep ama o zaman geçtiğinde hiçbir şey aynı olmuyor hiç bir zaman..
Aslında bu “Zamana bırakıyoruz” deyimi bir değil bir çok şey de kullanılıyor, hiç demedik mi acaba biz bu zamana bırakıyoruz da zaman bizi başka şeyleri değiştirmesin o özel anların tadı ile düşünmüyoruz bunu bırakalım diyoruz sadece bırakıyoruz ve su akıyor çok şey değişiyor aslında o suda hiçbir şey aynı olmuyor getirisi olmadığı gibi sadece giderleri oluyor… Kaybediyoruz o duyguları hisleri kaybediyoruz karşımızda ki kişi asla aynı olmuyor, sanki öyle değişmiş öyle farklılaşmış ki sadece o kişiye suç atıyoruz peki biz beklediğimiz o an o suyu akışına bıraktığımız anı yaşamaktan korktuğumuz o andan itibaren değişmeye başlıyoruz başka birisi oluyoruz, artık o saf temiz duygumuz kalmıyor belki eksiliyoruz bunlardan hiç gezmeyeceğimiz insanlarla gezip, hiç olmadığımız şekilde davranıp değişmeye başlıyoruz iyi ya da kötü değişiyoruz işte… Biz değiştikçe çevremiz, çevremiz değiştikçe hayatımız değişiyor şekilleniyor bir şeyler kaybetmenin ilk aşaması tam olarak bu aslında… O güzel duyguları kaybettiğimiz zamana bıraktığımız o an… İnsan bazen arkasında destek olabilecek birisini arıyor gülüşüyle mutlu olacağı birisini bazen arıyor bazen aramadan geliyor…Hani diyoruz ya “Ulan bir hata da yapsam arkamda olacak birisi olsun” İşte tam olarak bunu bulduğumuzda zamana bırakıp ellerimizden akıp gidişini izliyoruz onun…Kimi kandırıyoruz ki biz ? Ne diye bu mutluyum oyunları bu sahte insanlar arkanda hata yaptığında bile seni destekleyecek birisi olmadığı sürece sen mutlu falan olamazsın… Gecelik yaşarsın mesela “bazı şeyleri”… Ertesi gün kalktığında o sigarayı yaktığın zaman sorarsın kendine neden diye… Ama iş işten çoktan geçmiştir değişmişsindir sen geriye dönmek istersin hani o zamana bıraktığın an’a. Dönemezsin de özlersin sadece teknolojinin getirdiği imkanlar ile mesaj atabilirsin belki ama asla yazamazsın içindekileri ne yazabilirsin ki o da başkadır artık… Ne kadar yalnız da olsak, ne kadar acı da çeksek, o insan olmadan mutlu olamadığımızı biliyoruz eğer ki hala bir şansınız varsa eski kitaplar gibi duygularınız raflarda tozlanmış ise, ama bir yandan hala duruyorsa çıkartın onları oradan. Sarılın bırakmayın zamana falan bıraktıysanız da hemen geriye dönün belki hiçbir şey için geç değildir yine oturup onun ile saatlerce konuşmak, gözlerinde kaybolmak, ağladığında ağlamak, güldüğünde ise gülmek için geç değildir içiniz de en ufak bir his varsa emin olun sarılmaya değerdir…