Kaçırma
Gözlerin ele veriyor seni
Yabancılaşmış sürgün bakışların,
Yakıyor göğüs kafesimi
Ah nerden bilebilirdim
Gökyüzünün bu kadar yakin olduğunu
Sen tebessüm etmeden önce.
Ay doğuyor nefesinin orta yerinde
Tutma kelimelerini
Ele veriyor seni titrek dudaklarin
Bir intihar melodisi ruhunda
İntihar mavisiydi gökyüzü
Ah nerden bilebilirdim
Denizlerin bu kadar yakın olduğunu
Gözyaşlarında bogulmadan önce
Dokunsan adımlarıma
Kaçırma adımlarını
Ele veriyor rüzgarın savurduğu sırma saçların yönünü
Yüzünde bir pes etmişlik
Ah nerden bilebilirdim
Rüzgara meydan okumanın bu kadar zor olduğunu
Sevdaya tutulmadan önce.
Gel soluklanalım bir ağacın gölgesinde
Bu defa oturalım ıslak çimenlere
Çıkar heybenden kemanını
Çalmaya utandığın
Dökülür dudaklarımdan bi kac sevgi cümlesi
Söylemeye utandığım.
Ne yani boşuna mı yazıyorum bunları
Daha mı kolay seviyorum demekten?
Her cümleye nakşetmek seni
Odamın duvarlarına aksetmek seni
Iyi bilir seni masam
Seni yazarken damlayan gözlerimden payı var
Iyi bilir seni gece
Onun da gelgitli bir ayı var.
Ne yani hayal mi bunlar
Hayal kurmak da hayaldir sana göre
Bahçeli bir ev ve zeytin ağaçları
Manzarası deniz
Delilik bu
Ne yani delirmek de mi suç
Ah nerden bilebilirdim ütüsüz yakıştığını bir kıyafetin bu denli
Bu deli gömleğini giymeden önce
Genzimi yakıyor barut kokusu
Şakak kemigimden giren bi mermi
İşittiklerim
Çek namluyu ruhumdan
Devir ıslak dudaklarını yalnızlığa
Bir veda busesi
Istemsiz bi tebessüm
Nerde görsem hatırlarım bu sesi
Yolum uzun
Ah nerden bilebilirdim mesafelerin bu kadar ağır olduğunu
Bakışlarında ezilmeden önce
Ayrılma vakti geldi de çatıyor
Kır dümeni
Kalabalık bir veda senfonisi limanında
Saçlarının her bir teli el sallıyor omuzlarıma
Dik durmak ne güç
Zil zurna sarhoş olmak
Tek bi yudum icmeden
Ah nerden bilebilirdim sarhoş olmanın bu kadar kolay olduğunu
Seni düşünmeden önce.
Şair: Murat TAŞDEMİR.