Neden vazgeçemiyoruz ki, bu kadar mı zor unutmak. Evet zor… Onu hissettikten sonra nasıl unutabilirsin ki. Kalbine dokunmuşsa hele bir de… Aklın başka şeyle meşgulken kalp onu düşünür. Artık aklınızla değil kalbinizle düşünmeye başlarsınız. Akıl ne kadar size oyunlar oynasa da kalbe söz geçiremez. Beyin ölümünüz gerçekleşmiştir artık. Nefes alıp vermek sadece zorunluluk olmuştur sizin için. Dokunduğunuzda hissedecek bir hissiniz yoktur. Yemekler hep aynı tatta… İçtiğiniz çaya ne kadar şeker atsanız da tadı hiçbir zaman değişmeyecek. Acıyla karıştırıp bardağı hep aynı yudumu çekeceksiniz. Takvimlere aylara günlere küseceksiniz. Bugün günlerden neydi sorusu sizi fazla ilgilendirmeyecek. Yatağınız hep dağınık kalacak. Sabah olduğunda güneşten nefret edecek ışıklara dahi küseceksiniz. Gözünüz alışmış artık geceye… Geceyle konuşurken bulacaksınız kendinizi son defa’lara sığınarak. Her sigara yakışınızda ayrı bir anıyı anlatıp bazen gülüp bazen de gözünüz dolacak. Tutamayacaksınız… Zaman geçecek öyle ya da böyle. Size hissettirmeden hem de…