Gecelerin verdiği bir ilhamla yazıyordu ellerim,bugün doğmuştum.. Ki,ne doğmak! sanki mahkeme tarafından yazılı bir tutanakla idamıma karar verilmişti doğduğum gün. Yazdıklarının kuvveti boynuma bağlanan bir halat.. ve altımdaki sandalyeye tekme sallamayı bekleyen bir cellat gibi ağzından çıkanlar .. Yaşıyordum,şükür etmek yerine küfür ederek tabi.Görmek istediğim bir cehennem vardı. Ateşinin,sen kadar etkili olduğuna inandığım.. ya da cennet .. Cennet mi ? Senin yüzünden giriştiğim günahların haddi hesabı yokken cenetten bahsetmek.. Gülmüştüm,belki günler,aylar sonra.. Farklı bir şeydi.. Gülmek! uygulamaya geçirmek için bugünleri beklediğim, bünyemde acıya dayalı olarak gerçekleştirdiğim bir şeydi. Ne içtendi,ne samimi ..Makine gibi biraz sistematik.. olağanüstü güçleri olan bir çizgi film karakteri gibiydim, yalnız taş veya demirle değil acıyla kaplıydı bedenim.. Mutsuz olmam için de her şey uygundu. Doğduğum gündü..Hazırdım artık .. Aynaya bakmıştım,parçalanıyordum yavaşça.. Gitgide düşüyordu yüzüm,gözaltı torbalarım kendini aşmış.. yirmi bir olmuştum halbuki,ruhum seksen,doksan,ölü..