Buruk bir ramazan geçirdik. Buruk bir yıl desek daha doğru olur aslında. Geçtiğimiz yıl Mısır da ki darbe sonrası katliamlar gibi bu yıl da vicdan yoksunu dünyanın en azılı ırkçı milleti olan Ben-i İsrail özellikle kadın ve çocukları hedef almak suretiyle yüzlerce insanı katletmesi iftarımızı sahurumuzu boğazımıza dizdi.
Neydi beşikte ki bebenin suçu?
Nedir İslam coğrafyasında ki bitmeyen çilenin sebebi?
Niçin birlik ruhunu edinemedik?
Türkmenelinde ki ışıd vahşeti de ayrı bir muamma…
Işıd belli ki müslüman portresinin yanlış bir şablon olarak dünyaya yansıtılması amacı ile kurulmuş eşkiya çetesi iken bu zulüme sessiz kalmak neden?
Kara bayram evet!
Soma gerçeği yaşadık henüz bu acı da çok yeni. Onlarca evlat babasız girecek bu bayrama ve ömürleri yettiğince yaşayacakları bütün bayramlara..
Onlarca kadın eşlerini yitirdiler, hayat mücadelelerine yanlız devam ediyorlar. İhmal mi kaza mı derken Soma da unuttuklarımızın arasında yer alan tarihi bir acı oldu bile…
Bir can!
Tek bir can için dünyayı ayağa kaldırmalıydı insanoğlu!
Bin can için kılı kıpırdamayan soğukkanlı zombilere dönüştürüldüğümüzü görmek çok acı.
Haksızlık etmiyeyim, çok üzülen ve ciğeri yanan bir çok kardeşimiz var fakat sesleri o kadar cılız ki haksızlığa ve zulme karşı maalesef ciddi bir adım ve girişim için yeterli çoğunluk sağlanamadı sağlanamıyor ve korkarım ki sağlanamayacak da..
Çünkü bölündük!
Evet birleşsin yollarımız derken bölündük.
Allah ve Muhammedi iman tevhid noktasında buluşuyoruz ( sözde)
Fakat özde hiç öyle değil.
Emir komuta Yani tek kelime ile hücrelerimize nufuz eden hiyerarşi olgusu ile bağımlılarız aslında..
Kimle görüşeceğimiz, kimle arkadaş olacağımız, hangi görüşe yakın duracağımız, hatta hatta kime oy vereceğimiz bile hiyerarşik bir zincire sabitlenmiş durumda..
Büyüklerin varlığı toparlamak ve bir çatıda toplamak için olmalıydı.
Aynı şekilde hükümetlerin de görevi bu olmalıydı!
Aslında ne yazılsa boş, ne gibi bir tılsımlı kelime bulabiliriz ki şu durumda bizi bir soluklandırsa, yada bir yaraya merhem olsa…
Bu bir bayram kutlaması değildir!
Bayram tebriği değildir!
Moral bozmak için yazılmış bir yazı olabilir, canımız sıkılmalı belki, durup düşünmeliyiz, sorgulamalıyız, dur diyebilecek gücümüz olmalı belki de!
Orada dur!
Stop!
Sen, sen ve sen eyy insanı kılıcından geçirerek güçlü olduğunu varsayan aciz! dur!
Bunu benim kardeşime yapamazsın, beşikteki bebekleri öldüremezsin, önce bizim cesedimizi çiğnemelisin!
diyebilmeliyiz belki de..
yağmasak da gürlemeliydik..
Evet, bütün dünyayı dize getiremezdik, çoğu bölgeye elimiz yetişemezdi lakin bir şeyler yapılmalıydı, yapılabilirdi diye düşünmeden de edemiyorum…
Seyirci kalmak çok acı…
çok çok acı…
Bayram mı?
bu bayram kara bayram!
Şeker yiyemeyecek, yeni elbiseler giyemeyecek, parçalanmış cesetleri yeryüzüne dağılmış çocuklar varken büyükler kutlamasın bayramı…
UNUTMA!
Suriye de bir gece Kimyasal bomba ile yüzlerce çocuk öldürüldü!
Aç kaldılar ve kedi köpek eti yediler!
Savaştan kurtulanlar ise hala sürgün ve üstelik istenmeyen millet konumunda yerleşik düzene geçebilmiş değiller.
UNUTMA!
Urumiçin de Çinliler, Türkmenelin de bir çok çocuk vahşice öldürüldü, işkencelere maruz kaldı…
UNUTMA!
Somali de onlarca çocuk açlık ve sefalet içinde öldü!
Ve hala da ölmeye devam etmek de!
Elimiz ne kadar yetebildi?
Onlar için ne yaptık?
İnsanlığın geldiği noktada teknolojinin zirvesinde, dünya küçülmüş ulaşım bu kadar kolaylaşmışken,
onlara ulaşabildik mi?
Hala ışıd terör örgütünün kız çocuklarını sünnet fetvası ile bir çok yavruya eziyet edilmekte!
Evlerimizde çeşitli zenginlikte sofralarımızda kurulup yemek yerken onların açlıktan ölmesini izledik mi yoksa?
UNUTMA!
Boynuzsuz koyun boynuzlu koyundan hak alacak o büyük hesap gününde!
Onlar çocuktu…
Gözleri gülmeliydi
Çocuktu
Güldürmeliydi
Sırtlamamlıydı hayatın yükünü ve acısını
Henüz çok erkendi
Kelebek gibi uçuşmalıydı oysa
Ömrü kelebek gibi olmamalıydı
Kader mi?
Belki!
Belki de suskunluklarımızın sonucuydu
Rajova ve Roboski de yaşananlar her ne ise, çocukların bunlarla bir alakası yoktu!
Olmamalıydı!
Ve…
Berkin Orada olmalıydı belki, fakat kesinlikle bu şekilde ölmemeliydi!
Kader mi?
Bunun yaşanmaması için her önlem alınmadıysa kader değildi!
Kim bilir?
Gülmek onlara yakışırdı
Güldürmek bize!
Her geçen gün sayıları artmakta olan,
Çocuk işçiler için ne yaptık?
Peki ya çocuk tecavüzleri için !
Katledilen çocuklar için ne yapabildik?
Geleceklerini hazırlayamadığımız ve kirli kanlı bir dünya ile çocukları yüzleştirdiğimiz için,
bu Bayram Kara Bayram !
Şairin dediği gibi;
Sahi ” bu dünya kaç boğumlu ?”
Edip cansever