20.06.2014
02.38
Sadece, beni seversiniz sanmıştım. Ne bileyim, aptallık ya işte. Beni aranıza alır gerçek dostunuz muşum gibi davranırdınız belki.
Cidden çok mu şey istemiştim?
Bir hayat için, üç beş küçük dostluk.
Söyleyin. Bu sona değer miydi?
*
İnsan acı çektiğinde, ne için olduğunu pek önemseyemiyor. Hemen bitmesini istiyor, kıvranırken.
Ölürsem bu acılar geçer mi?
Ölünce de acır mı?
Dayanamıyorum. Yoruldum insanların bana sırt çevirmesinden. Kimseye dayanamamaktan şu şiddetli rüzgarda. Ne zaman sahip olabileceğim ki bir duvara.
İçim geçiyor. Ölümüm uykulara bürünmüş geliyor bana. İstiyorum. Daha fazla dayanamayacağımı anladım.
Korkuyorum. Göz yaşlarım bundan.
Ölümsüzlük güzel mi?
Acır mı?
Korkuyorum.
*
Öyle güçsüzüm ki. Öyle güçsüz. Öyle zayıf. Her zaman, her zaman ağlayamam.
Yoruldum. Yemin ederim yoruldum.
Öyle çok kırıldım ki. Saz dalı misali.
Gülüyorum sanarlarken öyle ağladım ki. Gülüyordum ama. Farketmesinler istedim. Ama insanlar hep zayıf noktalarımın kokusunu aldı sanki. Her defasında öyle iyi kanattılar ki beni.
Şaşırdım.
Öyle iyi ezip geçtiler ki beni. Öyle iyi.
Onurumun ayaklar altına alınmasından yoruldum.
Bu sefer, yine aynısı olacak. Hiçbir şey!
Dayanamıyorum.
İçimde tuttukça beni parça parça ediyor öfkem.
Dayanamıyorum. İnsanların beni yaralamasından yoruldum.
*
Göz yaşlarımı içerek geldim buraya. Yutarak bütün acılarımı. İçimi şu defterlere dökerek. Yalnız. Yalnız olduğumu bilirdim o zamanlar. Yeraltında. Şimdi kimin ne olduğunu bilemiyorum.
Üzülen taraf olmak istemiyorum. Karnımda uçuşan kelebekler olsun istiyorum ben! Hayallerim gerçekleşsin istiyorum. Sürekli yüreğimde sızıyla gezmek istemiyorum.
Kahrolası bir şeyi başarmak istiyorum, onların inadına. Ama şuan gecenin şu ıssız vaktinde anladım. Bu çok uzaklarda bir hayal. Sadece acılarım dinsin istiyorum. Kaç ağrı kesici dindirebilir ki ruhumun sızılarını? Kaç hap keser, içimden gelen sesleri güftesiz bestesiz…
Elimde 29 tane saydım.
Yeter mi dersiniz?
Bilmiyorum.
Uykuya dalıyorum.