Zaman ve an. Noktadan doğrunun, bir sesten bir şarkının oluşumunu sağlayan tekrar ve süreklilik hassası. Ne yalan söylemeli, geçen bunca zamandan hatırımızda ve havsalamızda kalan aslında eski zamanların içindeki bazı sihirli ya da lanetli o “an”lar. Genelde yapılanın aksini söyleyerek diyeceğim ki; maziye bakıp istikbal inşa edilmez. Aşkta, arkadaşlıkta, iş hayatında, hep o eski anların kulağımıza fısıldadığı ibretler vardır tavrımızı belirleyen. Bir savaş taktiği olarak yaşam mücadelesinde dururlar öylece.
Çoğu kere zamana anlam yükleyen bizleri aldatan anların birleşmesi ve sürekliliğidir. Bir müzik gibi. Mesela Paganni‘nin bir eseriyle İbrahim Tatlıses‘in bir bestesinde aynı notalar olabilir. Hatta aynı sayıda aynı notalar bile olabilir ama ikisini farklı kılan şey notaların kompozisyondur.Zamanda da tek tek anları farketmekten öte zamanı bütün kavramamızın bir benzeridir; notaları tek tek duymak yerine besteyi duymak. Gelecekten olan beklentimiz aslında tek tek anlardır; doğum anı , mezuniyet anı , sevişme anı…
Hayatı kafasının içinde yaşayan ;insanları orada tasnif eden ve böyle bir koruyucu tembellik oluşturanlar için bu memasilde dikkate şayan nokta şudur ki ; esasen her anımızı hissedersek o anların mükemmel bir hale getirilebilir olduğudur. Vahameti kavramak için, beş yıl boyunca mutlu olacağı anı bekleyen birinin üç dakika sonra bir arabanın altında kalmasına bakmak yeterlidir.
Gelecekteki ihtimaller üzerine hayatı şekillendirmek bir yerde tedbir olsa da aslında içinde bir absürdlüğü barındıryor.Daha anlaşılır kılmak için abartı-mübalağa- sanatına başvurursak;
-Ayrılmalıyız.
-Neden?
-İlerde mutsuz oluruz.
Hadi bunu yaygın ve normal kabul ettik diyelim.
-Çocuğu niye öldürdünüz?
-Kötü bir hayatı olabilirdi büyüyünce.
Yaşamı daha çekilmez hale getiren ve birey üzerinde bir daraltı oluşturan bu hatalı kavrayış biçimi. Halbuki içinde bulunduğumuz “şimdi” eski bir “gelecek”ti. Modern toplumun hayatı kavrayış biçimi de bu şekilde. Şimdiyi değersiz kabul edip sürekli ilerlemeye ve gelişmeye olan fetişizm. Gelecekte olan güzeldir ilerden geliyor ve yeni kısacası.Türk siyasetinde modernist grupların baskı ve hegomonyası kırılmış gibi gözükse de değişen tek şey bu fetişizmin el değiştirmesidir.Modernizm karşıtı addedilen bir partinin modernist bir takıntı olan yeni takıntısı.Yeni Türkiye fetişizmi mesela. Bu ise ileride ve dolayısıyla yeni olana duyulan takıntının daha hayretle ifade ediliş biçimi. Tabiki de aldatmaca.
Biz ise hem toplum bazında hem de bireysel olarak,yeni oyuncaklar alacak bir amcanın elinden tutup giden bir çocuk gibi gidiyoruz bu yanılsamanın.Hem de inanarak…
2 comments
Bu güzel paylaşım için teşekkürler.
Ben de teşekkür ederim efendim.