Kimsenin bilmediği ,sessizliğin hakim olduğu bir yer arıyorum şimdi. O kadar zor ki bulması. Çünkü bilirim gittiğim her yere en kalabalık düşünceleri götürdüğümü. Kendimi kandırmaktan başka bir şey değil belki de benim yaptıklarım ve yaşadıklarım.. Bazen hayata karşı ne kadar bencilce davrandığımı düşünüyorum. Evren tüm dertlerini bırakıp bana mı ortak olsun istiyorum? Bilmiyorum. Dilimde olan tek bir kelime var her şeyi yansıtan; ’’anlamıyorum’’. Bir şeye anlam yüklemenin ne kadar zor olduğunu yaşayarak görüyorum. Sessizliğin ne kadar ürpertici bir sesi olduğunu şimdi duyuyorum. Uzaklarda bir yerlerde mutlu olduğumu görüyorum. Ama o kadar uzak ki… Bazen düşünürken nefesim yetmiyor, nefes alışımdan daha çok sürüyor gözümün önünde canlandırmak.
İçimde bu kadar karmaşık duygular varken sana gelemiyorum ya çaremi bulamıyorum , gözünün içine bakıp söyleyemiyorum ya hiçbir şeyi… Ağır geliyor sanki taşıması. Söylenilen sözler, yazılan hayaller, sahne alınmayan hikayeler… Yanına gelmeyi bir o kadar istiyorken şimdi ayaklarımın geri geri gittiğini görüyorum. İnanmak istemiyorum. Gözündeki o bitmişliği görmek istemiyorum. Bu yükü tek başıma kaldıramamaktan korkuyorum. Yaşadığım güzel günleri gözümün önüne getirmeye çalışıyorum uykuya dalmadan hemen önce. Ki rüyalarım bari mutlu olsun diye. Yine yapamıyorum. Olmuyor. Ruhum bedenimden ayrılmış gibi bir haldeyim , sahile bırakılmış çürümüş bir tekne misali.