Terliyorum. Telaşlıyım. Elimi kolumu nereye koyacağımı bilmeyecek kadar da gerginim. Karanlığın içindeyim. Artık kaçmamın imkanı yok. Kendimi kilitledim. En azından bu gecelik. Ve en azından bu gece ölmeyeceğim. Kendimi karşıma aldım. Kendime bir nefes kadar uzaktayım. Aynada ki kendime. Uzaklardan bir yerlerden bir köpeğin hırıltısı duyuluyor. Korkuyorum. Korkuyor muyum gerçekten aslında bunu bile bilmiyorum. Belki de sadece korkuyormuş gibi yapıyorum. Kendime bile oynuyorum. Her gece oynadığım bir oyunu bitirmek için uğraşıyorum. Ben bitmek bilmiyorum. Zihnim bir satranç tahtasının zemini gibi. Her hamlemde bütün dengeleri değiştiriyorum. Hangi hamlemin doğru olduğunu hiçbir zaman bilmiyorum. Saniyeleri sayıyorum. Hareket edemiyorum. Kendime söyleyeceğim hiçbir şeyim yok. Söylediklerim hiçbir işe yaramadı. Söyleyeceklerim hiçbir işe yaramayacak. Yavaş yavaş derimin sıyrıldığını görüyorum. Kaslarım ve kemiklerim insanlığımı anlamama yetiyor. Her gece aynı rüyayı görüyorum. Dünyayla Güneşin tam ortasında oturuyorum. Her biri bir elimde. Avucumda saklıyorum ikisini de. Güneşe dönüp sigaramı yakıyorum. Dumanını sonsuz boşluğa üflüyorum. Bitince atlas okyanusunda söndürüyorum. İzmariti boşluğa doğru fırlatıyorum belki Tanrı ya denk gelir diye. Sonra uyanıyorum. Aynaya bakıyorum. Gün ışığı odamdan içeri vururken. Hiçbişey göremiyorum. Hiç.