Babacığım, Babalar Günü’nü kutluyorum. Özlemle, gözü yaşlı yad ediyorum seni. Dualarım hep ama hep seninle, huzurlu olduğunu diliyorum.
Bugün diğer günlerden farklı bir gün kuşkusuz. Tüm babaların belki biraz daha fazla tebessüm ettiği belki de biraz fazla mahçupça gülümsediği bir gün. Malum, babaların kendilerine göre bir karizmaları vardır ve gülüp ağlamaları kolay olmayabilir her zaman, her ne kadar gülüp ağladıkları gerçeğin ta kendisi olsa da.
Bir hafta hatta bir ay öncesinden başlar bugünün heyecanı. Reklamlar, afişler, mesajlar davet eder adeta bizleri vitrinlere. Son bir hafta kala iyice artar telaş çünkü erteleyen tembellerle doludur çevremiz. Ama her ne olursa olsun son dakika da olsa halledilir babanın hediyesi ve bugün gururla, mutlulukla verilir ona.
Üç yıldır dualarımla kutlayabiliyorum ben bu özel günü. Hep yukarılara bakıyorum beni görüyormuş gibi babam. (Belki de görüyor) Ama bu durum beni asla ötekileştirmiyor diğer insanlardan. Heyecanla babasına hediye bakanları gördükçe şans diliyorum onlara içimden, bir baba görünce eli hediye paketiyle, tebessüm ediyorum ona usulca ve iyi olan her babanın gününü kutluyorum sessiz sedasız. Ne reklamlara kızıyorum ne afişlere bozuluyorum; ne gelen mesajlar boğuyor beni ne de kocaman yazılan ‘babalar günü’ yazıları.
Ama… Ama bugün, en çok bugün özlüyorum babamı. Ona en son aldığımız hediyenin yerini soruyorum arada anneme ve yerinde durduğunu onaylatınca ufak bir tebessüm de babama yolluyorum. Dedim ya asla kızmıyorum bugüne ama biraz daha fazla yanıyor canım,biraz daha.