Konsantre olmaya çalışıyorum. Kendimi veremiyorum hayata. Dikkatimi toplayamamamdan kastım verimli olmak, üstlerimi memnun edebilmek, faiz oranlarını takip edip ekonominin nereye gideceğini tahmin etmek değil. Hayat gayemin ne olduğu unuttum. Belki hiç olmayan bir gayeyi unuttuğumu zannediyorum. Onca yıl ne için mücadele verdim. Ailem dişinden tırnağından arttırıp neye yatırım yaptı?
İnanın bana neyin iyi geleceğini, ne ile mutlu olacağımı bilmiyorum. İstanbul manzaralı şık bir ofis mi, yurt dışında tatil yapmama yetecek dolgun bir maaş mı, saygın bir kariyer mi, çekici bir kadın mı? Merak ediyorum, kaç tane yetenekli insan erkenden emekli olup özgür bir yaşam sürmek için gençliğini feda ediyor? Hep daha fazlası. Daha çok para, daha çok tüket, all the time pompa. Düşünüyorum da, ne zaman yaşamak için ücret aldığım hayatı değil de kendi hayatımı yaşayacağım?
Birileri bana öğüt veriyor. Saçmalama oğlum, altı ay kapat kendini eve, hazırlan kurum sınavlarına, at devlete kapağı, ondan sonra ölene kadar kaymağını ye. Çok kitap okuduğumdan dolayı belki de kitap kahramanları gibi bir hayatım olsun istiyorumdur. Ama size de saçma gelmiyor mu? 17 yıl okuduktan sonra devlette iş bulmak için dershanelere acımadan paralar akıtmak, üstüne üstlük değerli vaktinizi beyninize ezber bilgiler enjekte ederek harcamak. Ve en sonunda işe başladıktan sonra ömür boyu aynı şeyleri tekrarlamak. Asalak mıyız, devletin sırtında parazit olarak yaşamak ne kadar mutluluk verici? 60 yaşını bekleyip iyi bir emekli ikramiyesi ile deniz kenarında alacağın yazlığın hayalini kurmak mı amaç? Hee “Niye o kadar bekleyeyim avantam var benim.” diyorsanız orası size kalmış.
Geçim derdinden kendimize vakit ayıramadık Her şeyin bir bedeli var. Dürüstlük bulunmaz bir Hint kumaşı, adil ücret stoklarla sınırlı, huzur kredi kartına 12 taksit iken karın tokluğu mu? Boş versene dostum, ekmek arası peynir neyine yetmiyor?
Şunun farkına vardım sanırım. Benim hiç bir zaman deniz kenarında, ağaçların arasında, huzuru tadacağım bir evim olmayacak. Bankada değeri katlandıkça artan bir mevduat hesabım da… Ama belki bir gün hayalini kurduğum eve misafir olarak davet edilirim, kim bilir? Omzumda sıcak elini hissetiğim dostumun “Kendi evinmiş gibi davran.” dediğini gülümseyerek düşünüyorum. Yıllar geçtikçe kahkahası dinmeyen, neşesi eksilmeyen dostlarımın varlığını da…
Hayat benim için nedir? Kazandığım üç-beş kuruşu kitaba yatırmaktır. Her gece başımı yastığa koyduğumda “Acaba daha iyi bir hayata sahip olabilecek miyim?” diye düşünerek uykuya dalmaktır. Aileme mutlu ve huzurlu bir yaşam sunmak için çabalamaktır. Gülümsemekten ve insanları anlayışla karşılamaktan vazgeçmemektir. Aşık olmanın nasıl bir duygu olduğunu merak etmektir. Refahı ve zenginliği hayal ederken bir anda kendime gelip halime şükretmektir. Hiç sahip olamayacağım hayat için hayal kurup, zamanın kumlarını boşa akıtmaktır.
Son olarak, şu koskoca dünya da önemsenmeyen bir adam olsam da dostlarımın aklına geldiğimde onların yüzünde ufak bir tebessüme sebep oluyorsam ne mutlu bana…