Kız çocukları babaya düşkün olur derler, yıllarca bunun bilinciyle babamla iyi olmaya çalıştım ben, epeyce uzun süre onun düşkünü olduğumu zannederek büyüdüm. Sonra baktım ki benim tek düşkünlüğüm annemmiş, en büyük zaafımda oymuş ama ne yazık ki hiç ona çekmemişim , sebebini de bilmem. Saftır benim annem, kimseyle kavga ettiğini görmedim bu zaman kadar, hep hüzünlü bakar gözleri. Düştüğü en kötü durumda bile daha beterini düşür şükür eder haline zaten olması gereken de budur insanoğlunda, şükür etmeyi bilmeyen insan duada cahil kesilir. İmanına düşkündür de annem, her gece Kur-anını okur namazlarını kazaya bırakmaksızın kılar ve ellerini Allah’ın huzurundan asla indirmez. Benim annem birine kötülük edemeyecek kadar cahildir, işte bu cahillik ki en güzel bilmemezliktir eminim. Ne söylenirse söylesin şahsına, susmayı tercih eder, kimiler o sustukça tepesine çıkar kimileri deliye döner. Suskunluğu da elalemi deli etme istediğinden değildir, yarına çıkacağımızın garantisi yokken kalp kırmanın luzmu olmadığını savunur her daim. Ne kadar kötü söz varsa şahsına edilmiş, ne kadar davet varsa münakaşaya hepsini Allah’a havale eder. Allah’ın vereceği cezadan daha büyük bir ceza veremeyeceğinin bilincindedir de zaten. Yorgundur benim annem, yıllarca çalışmış olmanın verdiği fiziki yorgunluğu da vardır bin küsür tane derde düşmenin verdiği psikolojik yorgunluğu da. Onca şey içinde pes ettiğini görmedim hiçbir zaman, en hasta olduğu zamanlarda çalıştığını bilirim, annesini kaybettiğinde bizim için yaşaması gerektiği bilinciyle bize tutuna tutuna kalktığını da bilirim. Güçlü kadındır benim annem, bir zelzelede yıkıldığına rast gelmedim hiç veyahut bir gökgürültüsünden korktuğuna da hiç denk gelmedim. Ve her şeyden önemlisi edeplidir benim annem, susması gerektiği yerde susarken konuşması gerektiği yerde incitmeden konuşmayı da bilir. Ne kıymetlidir ki mahcuptur benim annem, kocunmaz başındaki başörtüden, kitabından, evlatlarından. Benim annem annedir işte evlatlarını en iyi şekilde yetiştirmeye yeltenen…