Gece olduğunda yastığa kafamı koymadan hemen önce saçma sapan ama bir o kadar da güzel hayallere dalıyorum. Çok küçük Hayaller belki bunlar belki istesem de şu an hemen gerçekleştirebileceğim hayaller ama işin içine geleceğim girince karmakarışık bir hal alıyor işler. Gelecek diyorum biraz ondan bahsedelim ama daha yarın var daha yarınımı yaşamadan hangi gelecekten söz edebilirim ki.. Yarın olsun ‘hayrola’ diyerek derin bir uykuya dalıyorum. Herkes gibi sabah olduğunda sıcacık yatağımdan kalkmamak için o kadar çok uğraşıyorum ki ama çevremdeki her etken beni yataktan kaldırıyor ve buz gibi soğuk su ile elimi yüzümü yıkadıktan sonra kendime geliyorum. O gün okul üniforması, tatilde isem istediğim herhangi bir kıyafeti giyip yola koyuluyorum. (Tatil günlerini çok seviyorum.) Hele böyle rahatlığıma kavuştuğum, spor kıyafetlerimi giyip kulaklığımı takıp yürüyüşe çıkma hayali beni hep heyecanlandırıyor. Hayal diyorum çünkü bunları yapmaya bile zamanım olmuyor. Kendime azıcık vakit ayırmayı bile çok görüyorum bazen. Yine günlerden öyle bir gün giymişim kıyafetlerimi, demişim kendime ayırıyorum bugünü. Sonra sahile gidiyorum biraz yürüdükten, birkaç martıya simit attıktan, birçok çocuğu parkta izledikten ve gözlerimi kapatıp mis gibi deniz havasını içime çektikten sonra bir pamuk şekerci sesi duyuyorum pamuk şekerlerin fiyatları ne kadar da artmış ama değil mi¿¿Canım çekti engel olamıyorum ki şekerciye yaklaşıyorum bizim zamanımızdaki gibi sadece pembeler değil maviler, sarılar renk renk olmuş pamuk şekerler. Diyorum abi sen yine eski usul pembelerden ver bana. Abiden pamuk şekerimi aldıktan sonra ufacık bir çocuğun en çok istediği oyuncağa kavuşmuş gibi olan sevincimle tekrardan dalıyorum hayallere, tekrardan hızlandırıyorum adımlarımı ve tekrardan takip etmeye başlıyor gölgem beni..