Güneşin doğuşu can Kuş’unun
Dünya’ya kanat çırpması ise
Gün batımı açan güllerin
Solan yaprakları olmalı.
Her gün yeniden doğan
Her gün yeniden ölen bir bedenin
Kafesinde çırpınıp durmak zor.
Doğduğum yöre de,
Taşlar topraktan daha çok
Dağında gökyüzüne Çam ağacı yerine
Ardıç ağaçları uzanır
Gövdesi ne tomruk olur
Ne de kereste
Kiriş diye uzatamasın onu duvarın üstüne
Yanarken saman alevi gibidir
Köz bırakmaz geride
Büyürken fidanı su istemez
Taşların arasında filizlenirken fidanı
Su istemez
Kışın yağan kar
Ve Nisan yağmuru yeter hayata tutunmasına
İğne yapraklarının arasında olur meyvesi
Önce yeşil, sonra siyah
Acıdır tadı
Ardıç yağı merhemdir birçok yaraya
İşte Kavlak böyle bir kıraç toprağın üzerinde yeşermiş
Kökü kayaların altına uzana ardıç ağacı gibidir
Siz çınar da diyebilirsiniz
Koyu gölgesi olan Meşe de
Kayın gürgen zaten hiç olmaz bizim dağımızda
Dereler kışın akar yaz gelince kurur
Avşar’ın soylu kızları suyu kuyudan kovayla çeker
Kulaçla ölçülür derinliği kuyunun
Al yazmalı, beyaz tülbentli kızlar
Aynayla haberleşir yavuklusuyla
Hala öyle mi bilmem.
Kim bilir
Ben gideli gurbet ele
Değişmiştir belki, gelenek ve de töre
Şimdi orada da geziyordur genç kızlar
Sevgilisiyle el ele
Anası bir yaz günü ekin işlemeden dönerken yolda
Tek başına dünyaya getirdi Kavlağa
Çocukluğu Ayağa yalın başıkabak geçti
Daha ilkokula gitmeden bostan bekledi
Karpuzu delen ala kargaları kovaladı
Başıboş çift ve tek tırnaklı sığır sıpa
Girince bostana kuyruğuna tene bağladı
İşte Hayal Denizinin yazarı ya da şairi Necati bu!
Diğer kimlik bilgilerim kayıtlı nüfus kütüğünde
İli ilçesi hepsi var
Esas şair bu satırlarda saklı
Çözün çözebilirseniz bu bir bilmece…