Bir kadın tanıdım
Yosun tutmayan bu şehrin pinhan kalmış yerlerinde
Nakkaş gibi işlemiş sokaklara yağmurdan ıslanan saçlarının kokusu
Tasavvur ederim inceliğin inceldiği yerden kopuşunu
eskimeyen bir efkarla
Bir kadın tanıdım
Elbisesinden hercai çiçekleri dökülen
Avuçlarından fesleğen kokusu yayılan
Avangard kuşanmış gerdanında yusufçuk konaklatan
Bir kadın tanıdım
Efsunkar gözleriyle çakırkeyf ederdi hücrelerimi
mavi bir kasırga kopartırdı, hissederdim
Hayalleriyle tüm dünyayı koyardı kadehime
bir miyop gibide değildi, hissederdim
Konyağa bandırılmış sesi ısıtırdı zemheri günlerimi
tayfları ateşi ısırırdı, hissederdim
Yeşil elma tadındaydı dudakları, annem gibi hamarattı elleri, Sezen’in şarkıları gibiydi hisleri
Hissederdim
Yokluğundan beridir hissetmeyi unuttum
Çünkü kelimelerin gurbetine düştüm
Çünkü bir lahzaya esrik ruhum
Çünkü anılar nehrinde boğuluyorum
Çünkü bir kadın tanıdım
Yaşam gibi, tabiat gibi, rakı gibi
uçurum tadında bir şiir gibi
Yalnız bir kadın tanıdım.