Kadın neydi? Kadın aslında kendi kendine ayakları üzerinde her türlü şarta rağmen ayakta durabilendi. Güçlüydü kadın… Doğurabilen… Büyütendi… Kadın bir erkeğe sığınan onu dik kaya ilan eden, hayatının kıblesi olarak gördüğü sürece vazgeçmeyi asla başaramayacaktır. Kadın her türlü kötü yaşanan hayat tarzına rağmen vazgeçmiyorsa; o kadın erkeğine olan aşkından vazgeçemediğinden o ilişkiye de bağlı değildir. Alışmıştır kadın, yükü erkeğe vermiştir, geçinmek için çabası yoktur. Maddi sıkıntıyı göze alacak güçlü ve asil değildir. Sığınmıştır adama ve o artık bir sığıntıdır. Maneviyatını kaybetmiştir artık kadın. Güç gösterisini doğurdukları çocuklarda yaparlar birde… İyi bir kadın olmadan, iyi bir anne modeli olmaya çalışırlar. Hayatını yaşayamayan bir kadının çocuk yetiştirme öğretileri de ilginçtir. Artık Toplum ’un Özentiler Grubu’na dâhil olmuş İyi Anne olmaya çalışan bir canlıdır Başkalarına hayatında gördüğünü ,başkalarının artıklarını kendi hayatında yaşatmaya çalışandır O. Çocuğuna ya da çocuklarına marka giydirdiği zaman, lüks yerlerde gezildiği zaman, havalı bir anne olunduğu zaman kendini iyi bir çocuk yetiştiren anne olarak görmeye başlamıştır. Yazık ki; kendi hayatını hiçe sayan bir kadın, kendisinin sevilmediğini ve sayılmadığını gören bir kadın değerli olmayan bir kadın aslında bir çocuk değil; bir öfke, bir hırs, bir bencil, bir zayıf bir birey yetiştirmek için kolları sıvamıştır. Can acıtan tarafı ise; yetişen hiçbir çocuk aldığı eğitimin ve giydiği kıyafetlerin etkisinde kalarak büyümez. Çocuklar büyüdükleri aile içerisinde gördükleri ebeveynlerden karakterlerini oluştururlar. Sonra eğitim de törpülenirler ve arkadaş toplumu kişiliğini seçtirir ve kişi ortaya çıkar. Çocuğun iyi ya da kötü bir toplumu tercih etmesi en başta aileden gelir. Yaşadıklarına karşı ya iyi bir hayat seçer ya da yaşadıklarına sebep olanlara bedel ödettirir. Halbuki; özentisiz , çıplak gözle bakmayı bilseydi ne bahtsız kadınların ,neler yapabildiklerini, nasıl mucizeler yetiştirdiklerini görebilecekti??? Ama yapamadı, özdendi ve tükendi kadın. Bir tastan su içmeyi, salçalı suyu kaynatıp bandıra bandıra günün en lezzetli yemeği olduğunu, marka da neymiş yaşamayı bilmeden, zoru yaşamadan kolayın bencil hükümdarı olmuştu. Ben her koşul da zorlu yolların, dik kayaları olan kadına KADIN demeyi tercih ettim. Onlar benim duruşum oldu, cümlem oldu, alkışladıklarım oldu, ruhum oldu, huzurum oldu. Helal olsun diyerek gözlerim dolu dolu izlediklerim oldu. Onların mucizeleri ise; bizim takdir ettiklerimize, bu mucizeler zorlu yollarda, dik duran asil kadınların mucizeleri demekle bile , biz kadınlar gururlandık. Birde bu ruhu yaşayana ne demeli… Hayatı güzel seçecek mucizelerin güçlü anneleri olun, Bir bedelin acısını yaşayan , keşkelerin annesi olmayın… Vazgeçilmesi gereken kalplerde olmamanız gerektiği an KADIN olduğunuz anlayacaksınız. Ve var olduğunuz kadınlığınızla da iyi bir ANNE olacaksınız. Nasıl ki; bizler de bir spermin döllenmesiyle rahim de can bulduk, beden oluşturduk, bu hayata tutunmayı daim ettirmeliyiz. Ve bize verilen mucizeleri de hayat vermeliyiz. Önce hayata tutunabilecek kadınlar olun, sonrasın da bir erkeğe tutunmayı bir erkekle hayatı paylaşmayı zaten başarırsınız. Ve olmadığı yerde, gitmeyen bir ilişki de vazgeçecek kadın, dik duruşlu kadınlar olun. Sizler güçlü ve dik duruşlu kadınlar olun ki; rahimde var olan mucizeleriniz sizlerden hayat öğrensin, Sizlerin hayatlarınızın güçlü erkekleri ve kadınları olsunlar. Yeni bir yıl da yeni sayfalara açın kendinize, yeni hayatlar elde edin… İyi ve güzel bir hayatın kadını ve erkeği yoktur aslında. Bırakın geçinemediğiniz ilişkileri. Hayata onlara gelmedeniz ve onlarla bu hayatı bitirmek zorunda da değilsiniz. Saniyesini geri alamadığımızın hayatlara, hiç değmeyecek insanlara karşı ömür vermeyiniz. Hayat hala bizim elimizdeyken, hala nefes alabiliyorken, hala uyandığımızda şükredebilecek çok özel ve güzel sebeplerimiz varken kendiniz için elinizden gelen en güzeli için yaşayın. Bir ailenin küçük bir kızı olarak geldiğiniz Dünya’ya , yaşların en güzel çağlarında kadın ile devam ettiğiniz hayatlarda, anneliği seçtiğiniz en anlamlı duruşunuzla hayata devam edin. Edin ki; sizden doğacak mucizelere hayat olun , hayat verin. Bir kadın aslında bir hayattır ama bir kadın bazen de kabahattir. Siz kabahati olan kadınlardan olmayın… Derler ya; Kadın var kanı kan eder, Kadın var kanı sulh eder. Siz kadınlar , kanı sulh edenlerden olun… Can bulamadığınız hayatlardan, sulh ilan ederek kopun. Nefessiz kaldığınız hayatlarda, her gün ölmeyin… Yıllar geçse bile hiçbir şey için geç kalınmamıştır,birgün ya da bir saat için dahi olsa; Vazgeçebilecek kadar onurlu, gururlu kadınlardan olun. O bir günün ya da bir saatin huzurun kendiniz için yaşayın… Dünya’ya bir kız geldi; önce kadın, sonra anne oldu. Ya sonra; güzel bir dik duruş, hayata bir mucize bıraktı. Demen için, dedirtmek için … Hadi şimdi o bugün olsun, Şimdi başla…
1 comment
Keşke düşünce yapınız bütün kadınlarda olsa da.Köle kadınlar çağından kurtulabilsek.
Köle kadınlar çağı;
Nedir? Ne değildir diye bize açıklamışsınız.Keşke daha yalın anlatsaydınız.Belki bir taş düşlerdi 5.kattan kafamıza.
Ar ve namusu sadece kadınlarda arayan, dini kadınlar ile yaşayan.Köle kadınların, bir ihtiyaç olduğunu savunan bir güruh ile aynı hayatta olduğumuza üzülmek ve hepimizin kafasına bir taş düşmesini dilemekten başka bir dua gelmiyor aklıma…