Ayrıldıktan sonra kendimi çok stresli hissettim bir anda . Kendimi makette buldum . Öylece gezip durdum yaklaşık bir saat sürdü . En sonunda orada çalışan adı Ahmet olan bir bey efendi beni fark etmiş . Yanıma gelip uzun süredir ne aradığımı sordu. Bende ” tek onu istiyorum ” dedim. “anladım” diye cevap verdi . “Ben bile kendimi anlamıyorken sen nasıl anlayasın ” dedim. “nasıl yani ” dedi şaşkın bir ifade ile .” Bir kutu çikolata , dört dondurma , iki tane yaş pasta versen kafi . ” dedim titrek ve ağlamaklı bir sesle . Yüzünde bir anda bir tebessüm oluşmuştu . Anladım der gibi kafa salladı . Bana küçük bir koli verdi . Kolinin üzerinde ise ” DEPRESYONA TEDAVİ ” yazıyordu .” Bu ne ” diye sordum . ” Sizin gibi güzel bir bayana benden bir hediye ” dedi. Kalbimin ritmi değişti o an . Bende de bir tebessüm belirdiği çok açıktı. Yıllar sonra sabahın köründe “kalk” diye bir ses duydum , artık çok yaşlı olduğumdan zor kalka biliyordum . Kalktım ve aşağı kahvaltıya doğru indim. ” Nerede kaldın be ihtiyar ” dedi gülerek bana Ahmet . Evet yanlış anlamadınız , Ahmet . O gün markette tanıştığımız kişi . Şuan onunla evliyim atmış iki yıllık bir evliliğimiz var ve iki çocuk sahibiyiz . Hepsi evli , üç torunumuz var onlarında çocukları oldu tabi ki. Neyse ben kahvaltıya oturur oturmaz sofraya şöyle bir göz atıverdim . Bana mutfağın kapısından bakıp ne istediğim sordu . Bende ” BİR PAKET SEN ” dedim ona , gözleri dolu bir şekilde bana bakarak ” hiç pişman değilim , seni seviyorum ” dedi …