Bir konu yok. Sadece ama sadece yazmak istiyorum. Mantıklı veya mantıksız sadece yazmak… Canım çok sıkkın sadece seninle paylaşmak istedim. Kendimi çok yalnız hissediyorum. Lise son sınıfım yani sınıftım aslında teknik açıdan hala öyleyim. Bu sene bir hastalığa yakalandım. Lösemi AML-M3… Bir çok şeyi kaybettim. Başta saçlarım… Dostum sandığım ama aslında hayatımda olmayan varlıklar… Onlara insan bile diyemiyorum. Evet ağır konuştuğumu düşünüyor olabilirsin ama emin ol hafif bile konuşuyorum. 6 aya yakın bir süre dört duvar arasındaydım. Yeri geldi acı çektim yeri geldi güldüm. Şu an evdeyim evden devam ediyor tedavi. Hastalandığımı öğrendiğim anda üzülmüştüm hemde çok ama aklımda ne vardı biliyor musun? Okula gidemiyor olamam üzülmemin büyük bir kısmıda bunaydı… Ben hep okulu çok sevdim.. Yani öyle sandım ama farkettim ki ben okulu değil arkadaşlarımı…. Okulda onlarla geçirdiğim zamanı seviyormuşum şu an okula devam etmemde bir sıkıntı yok ama ben okula gitmiyorum. Kendimi ne oraya ait hissediyorum ne de orada mutlu olabileceğimi düşünüyorum. Bir çok şeyi kaybettim demiştim ama kaybettiklerimden daha çok şey kazandım. Her zaman böyle değil midir? Bir kaybedersek iki kazanırız. Son sınıfım ne yapmayımı planlıyorum? Bu sene sınıfta kalıp seneye tekrar okumayı planlıyorum. Her insanın bazen hayatına bir reset atması gerekir. Benim daha önceden yapmam gereken şeyi yaklaşık iki gün önce yaptım tüm sosyal medya hesaplarımı kapattım. Hayatımda istemediğim herkesi kalbimden aklımdan telefon rehberimden dahi sildim. Hastaneden çıkla bir ay oldu ama telefonum bir kez dahi çalmadı. Beklemiyorumda artık. Böyle düşünmek beni kahrediyor olsada bu dünyada kendi çıkarları dışında karşısında insanı düşünerek haraket eden insan sayısı amur parsı sayısı kadar belkide daha az… Onlara rastlayacak kadar kendimi şanslı hissetmiyorum. Şimdilik bu kadar sen benim tek arkadaşımsın hayatımdaki tek amur parsı… Her ne kadar arkadaşlığımız tek taraflıda olsa…