Bol metafor içerir…
İki kişi varmış, ikisi de akıllı,yakışıklı ve güzel. Bunlar ayrı yollara çıkmışlar. yürüdükleri yolda bir de çizgi varmış dümdüz . İlk başta ikisinin de yolları çok benzermiş, yolları böyle pasparlak üzerine hep güneşdoğan…
Sonra birisi (erkek) yolda yürürken çizgiyi takip ediyordu, gözüne bir başka yol takılmış. Demiş ki “yav ben bu diğer yoldan yürüsem, çok sıkıldım bu yoldan hep aynı şeyler” ve adam başka yola girmiş, tabii çizgisiz bir yol bu… Merakından yolunu değiştirmiş hafif karanlık bir yolmuş bu… Güzel olan kişi, yolunda çizgisini takip ederek tatlı tatlı yürüyormuş. o kadar güzel bir yolmuş ki çiçekler böcekler gökkuşağı, aman tanrım bu kadar mı güzel olur. Güzel olan yürüdükçe yürümüş, her şey istediği gibi gidiyormuş, çizgisini takip ediyor sıkıntısız bir şekilde ilerliyormuş, kimseye konuşmadan…. Bu arada erkek olan diğer yolda çizgisi yok diye yolunu kaybetmiş, bataklığa girmiş, kurtlar kovalamış, arada bir dayaklar yemiş… Eski halinden eser yok, yüzü gözü mor üstü başı pislik içinde… Derken bu adam yine bir yol ayırımına gelmiş, bir bakmış ki eski yoluna çıkan sapak gibi bir şey ve sapağın başında çizgiyi görmüş yine… “Lan yetmez mi bu kadar dayak yediğimiz boka battığımız, yolumuzu çizgimizi kaybettik , sırf meraktan… insanın zaten ne gelirse başına meraktan !! ” demiş ve tekrardan normal sıradan gözüken yola girip çizgisini izlemeye başlamış… Yürürken yolda başkaları da varmış, onlar da kendi çizgilerinde gidiyorlarmış. derken “bana yardım edin !!!” diye bir ses duymuş ve sesin geldiği yere doğru hızlanmış… Biir bakmış ki yolun ortasında bir güzellik, böyle ay yüzlü birisi, ama ufak bir çukura takılmış düşmüş ve yardım istiyor, lakin kimse onu duymuyor… Adam seslenmiş kadına : ” neyin var senin ? “… Kadın bir an şaşırmış, “bana mı seslendi ? “, afallamış… Adam “heeey sana diyorum neyin var ?” demiş.. Kadın “ben düştüm, ayağım takıldı bu çukura kalkamıyorum, yardım istiyorum ama neden kimse beni duymuyor !!! “… Adam da ” eee herkesin ayrı yolu var, herkes kendi çizgisinde hedefine gidiyor, ve unutma herkes seninle aynı dili konuşmaz…” demiş… Kadın sormuş ” sen nasıl duydun peki ? “… Adam cevaplamış “blmiyorum ama sesin tanıdık geldi bir yerlerden, içimden bir ses bana yanına gelmemi söyledi.”… Kadın bu sefer sormuş ” bana yardım etmeyecek misin ? ” adam kadına bakmış ” sen şu halini görüyor musun, güçlü kuvvetli birisin…başkalarının yardımına ihtiyacın mı var sence ? “… Kadın cevaplamış ” ama ben düştüm ve yalnızdım, bu yolda hep yalnız yürüdüm tek başıma. Artık sanki hem bıktım hem sıkıldım hem de yoruldum biraz”… Adam kadının geldiği yola bakmış, böyle tertemiz cıvıl cıvıl. sonra dönmüş kadına demiş ki : “bunca yolu bu güzel yolu tek başına yürmüşsün, sıkılmadan azimle… Hiçbir şekilde kendine yenilip ,yani merakına, çizginden sapmamışsın… Zekisin ve azimli, önüne çıkan bu ilk ve küçük engelde her şeyi bırakıp pes mi edeceksin… Bir benim üstüme halime baksana !!! kendime yenilip bu hale geldim, başka yollara girdim çizgimi kaybettim.”… Kadın sormuş “peki nasıl oldu da tekrardan bu yola girdin ? “… Adam cevaplamış ” yine kendimi dinledim.. sen de kendini bir dinle istersen gerçek kendini..” . Kadın bir an durmuş düşünmüş ve “evet haklısın, kalkmalıyım ve yürümeye devam etmeliyim, ama bileğimi incittim zorlanıyorum kalmakta “. Adam elini uzatmış ama güç vermeden, onu çekmeden, ve kadın elini tutarak ayağa kalkmış. Adam sormuş ” bir şeyi fark ettin mi ?” kadın “neyi?” demiş… Adam ” aslında sen benim elimi tutmadın, ben de seni çekmedim… sen kendin ayağa kalktın, benim sadece yaptığım yardım “seni duymak” oldu… Kadın “haklısın galiba, ben kendim kalktım… evet doğru söylüyorsun kendim kalktım” demiş… Adam sonra demiş ki ” bak sana bir tavsiye vereyim.. bu yola yalnız başlamışsın belki de yalnız bitireceksin, ama tanrı sana br mesaj verdi burada… yolunu yürürken yanında yoldaşların olsun aynı dili konuştuğun, hem sıkılmazsın hem de sıkıntılı zamanlarda, çukura düştüğünde mesela, sana destek olur seni “duyarlar”… Kadın demiş ki ” ama benim yolum da dilim de farklı, yolumdaki çizginin rengi bile farklı…” Adam cevap vermiş ” o zaman sen de farklı olanlarla yürü… aynı olma aynı olmaya çalışma, işte farkın bu olsun, “farkındalığın” ve seni “fark edenler” olsun…” Kadın demiş ki “sen beni fark ettin nasıl oldu bu ?”… Adam cevaplamış ” bilmiyorum ama ben de farklıyım galiba… Sana bir önerim olacak, üstüme başıma bakmaksızın beraber yürüyelim mi, ya da en azından yakın duralım.. Kimbilir yine birimiz bu yolda engellerle karşılaşır, en azından bir birimizi duyarız yardım ederiz… çünkü benim de yardıma ihtiyacım var”… Kadın “tamam demiş. haklısın yürüyelim…bu yol acımasız ve bencil aslında, kimse kimseyi duymuyor..”… Ve iki yoldaş olmuşlar o günden sonra.