Yeni düşmanlar yaratmak bizim için çok basit bir hadisedir. Bizim safımızda olan kişiseli ekseriyetle görmezden gelir ve tehlikeli kıyılara sıcak bakarız. Çevremizde; sahte gülüşler, yarım ağız konuşmalar, hasmane tavırlar, saman altından su yürütmelerin kara dumanı dolanırken kenar-köşeye attığımız parıltıları görmezden geliriz.
Anlık hezeyanlarımızın bu durum için yeterli suhuleti yahut körlüğü sağlayacak raddeye gelmesi bunu vaki kılar.
Hedefi olan bireyi kez ötekileştirip, ona yabancılaşan kişi için gerisi oldukça kolaydır. Pervasızca davranabilir, umrunda değildir. Kafasının ücra köşelerine -en azından gösterge olarak- postalamıştır yani olacaklardan pek de etkilenmeyeceği aşikardır. Duygu arsızlığı, çocuk zihniyeti, fiiliyatında tutarsızlıklar silsilesi bu bireylerde bolca bulunur. Hayat hakkında ne oturaklı görüşleri ne de uzun vadeli planları olmadığı için meşrepleri geniştir. Kolay siler ve kolayca silinirler. Daima hayal dünyasında dolaşır fakat realitenin dehlizlerinde acı çekerler.
Böylelerini sevmek yorgunluk verir insana. Rehberlik etmeye çalıştığınız takdirde çemkirmeler ve çirkinliklerle karşılaşırsınız. Soyut dünyalarına somutluk katmak istediğinizde geri çekilirler. Korktukları içindir ki doğruyu görmekten imtina ederler. Onlara bir çift göz değil bir adet at gözlüğü müstehaktır. Ne kadar çabalar, ne kadar denerseniz o derece yara alırsınız. Alaya almayı bir çıkış yolu olarak görürler, eğer verecek cevapları yoksa. Kaçış onlar için göte koyup rahvan gitmesidir. Lakin o göt hiçbir zaman gitmez, koyduğunuz yerde iz bırakır.
Kolayca pes edecek taifedenseniz; bırakın dünya kayırsın.