“Kadın şarap gibidir.” dedi bunak, akıl vermek için genç adama. Bir yudum aldı kendi mahsulü şaraptan ve ekledi; “yıllandıkça güzelleşir.” Genç adam hafifçe gülümsedi bu klişeyi duyduğu için. Nezaketini bozmadan bekledi.
“Ama aşk başka bir şeydir. Yıllar geçse de değişmez. Ne güzelleşir ne de bozulur. Sadece ilk gün, belki de bir parkın başında ilk merhabada kalır. Henüz çocuk olan ruhun en saf halini yıllar sonra hâlâ taşır, tekrar gün yüzüne çıkartmak için. İşte en büyük hüsran da budur. Çünkü; kadın şarap gibidir, yıllandıkça değişir. Oysa aşk her zaman çocuk kalır, asla değişmez.”
Genç adam yine gülümsedi. Saçmalıyordu bunak belli ki şarabın etkisiyle. Nezaketini bozmadan bir yudum şarap içti. Tatlı ve güzel kokuyordu içki, aşık olduğu kadın gibi ama azıcık acıydı tadı.
Bunak tekrar konuştu: “Bu senenin mahsulü yeterince dinlendiremedim.”