Büyümek! Çocukken hep büyümek istedik, çok şahane bir şeymiş gibi. Sanki büyürsek kahraman olurduk. Güçlü,kuvvetli,her şeyin üstesinden gelen,her şeye gücü yeten,her istediğini yapan…
Aslında değilmiş. Büyüyünce kısıtlanırmış her şey, insan her istediğini yapamazmış. Büyümek küçükken kurduğun hayallerin kar tanesi gibi eriyip gitmesiymiş. Aslında çocukken özgürdük hepimiz. Bir şeyleri yapma zorunluluğumuz yoktu. İstediğimiz oyunu oynardık mesela, tek derdimiz oyunda ebe olmamaktı, İstediğimiz şeyler hep oyuncaktı. Sadece fiziksel yaralarımız olurdu ya dizimiz ya kolumuz kanardı kalbimiz değil. Üstelik küçükken korkusuzduk, şimdi korkuyoruz hem de kimden insanlardan. En önemlisi de çocukken bencil değildik; paylaşmayı bilirdik, özür dilemeyi bilirdik. Büyüyünce en çok söylediğimiz şey ya da kaldıramayacağımız yükler bizi bulduğunda söylediğimiz şey ”keşke çocuk olsam” burada çocukluğa değil duyulan özlem çocukluktaki cesarete. Asıl cümle ”keşke çocukluğumdaki gibi cesur olsam” olacak. Çünkü çocukken küçük kahramanlardık. Bedenimiz büyürken kalbimiz küçüldü, tozlandı, kirlendi. Daha az hayal kurar olduk, küçük şeylerle mutlu olmayı unuttuk. Mutluğun peşinden koşarken küçük mutlulukları ezdik tebessüm etmeyi unuttuk. Azla yetinmeden hep daha çok şey istedik. Daha çok istekler hep daha çok sorumluluk getirdi, yükümüz ağırlaştı. Evet, büyümek sorumluluğu beraberinde getirir ama içimizdeki çocuğu götürmez sen atarsın onu sen yok sayarsın. Sonra yorulduğunda kırıldığında üzüldüğünde yalnız kaldığında; kalbini yoklarsın içindeki çocuk seni iyileştirsin diye ama unuttuğun bir şey var kovmuştun sen onu. Parkta oynayan çocuklara bakarken ”çocuk olmak ne güzel” dedin. Sen ne zaman bıraktın içindeki çocuğun elini, salıncakta sallanmayı, kendini rüzgara bırakmayı, gökyüzüne bakıp şükretmeyi, gözünü kapatıp hayal kurmayı, birinin kalbine dokunmayı, gülümsemeyi, mutlu olmayı…ESAS OLAN ÇOCUKLUĞA GERİ DÖNMEK DEĞİL HEP ÇOCUK KALABİLMEK.İçindeki çocuğu terk etmediğin sürece o seni bırakmaz, en zor zamanında elinden tutar kaldırır,sana yol gösterir,seni yüreklendirir.Sorumlulukların altında ezilmekten kurtarır.İçindeki çocuğun elini hiç bırakma.BEDENİNİN BÜYÜMESİNE ENGEL OLAMAZSIN AMA İÇİNDEKİ O MASUM CESUR ÇOCUĞUN BÜYÜMESİNE ENGEL OLABİLİRSİN.
Umut etmekten ve çocuk ruhlu olmaktan vazgeçmeyin. Hayat kısa; kendinizi üzmeye değmeyecek kadar kısa ve mutluluk sen istersen uzak değil.